Radikal gazetesi yazarı Murat Yetkin bugünkü köşe yazısında askeri ceza mevzuatına ilişkin yeni hazırlanan yasa taslağından bahsetti.

Yetkin’in Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in anlattıklarından yola çıkarak kaleme aldığı yazısı;

"Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, askeri ceza mevzuatına ilişkin hazırlanan yeni bir yasa taslağında, Genelkurmay Başkanı’nın nasıl ve kimin izniyle soruşturulması gerektiği konusuna da açıklık getirileceğini söyledi. Halen Genelkurmay Başkanı’nın bir suç işlemesi durumunda nasıl soruşturulacağına ilişkin hukuki boşluk bulunduğuna dikkat çeken Çiçek, askeri ceza mevzuatının 84. maddesini ilgilendiren yasa değişikliğiyle bu alanın da düzenleneceğini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Çiçek ile 9 Ocak akşamı CNN Türk’te yayımlanan Ankara Kulisi programı sırasında ve sonrasında Fikret Bila ile birlikte yaptığımız görüşmeden bu konuda çıkan notlar şöyle:

'Diyelim ki, eskiden Genelkurmay Başkanı’nın –herkesin suç işleyeceği peşin hüküm değil ama- diyelim bir suç işledi, kim yargılayacak? Meclis Başkanı... Bunlar hukukumuzda yoktu. Askeri mevzuatta Genelkurmay Başkanı’nın, kuvvet komutanlarının nasıl yargılanacağı, yargılanacaksa kimlerin izin vereceği, hazırlık soruşturmasını, soruşturmayı kimin yapacağı -Yüce Divan, kovuşturma kısmı, soruşturmayı kimin yapacağı belirsiz.'

'Kesin olarak değil, benim kişisel kanaatim olarak söyleyebilirim; kuvvet komutanlarının yargılanmasına ilgili bakanlık izin verir. Yani Jandarmaya İçişleri Bakanı, diğer kuvvet komutanlarına (Kara, Deniz, Hava) Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı’na da Başbakan’ın izin vermesi yetecek.'

Çiçek, mevcut yasalara göre Meclis Başkanı’nın da bir suç işlemesi halinde nasıl soruşturulacağı konusunda belirsizlik olduğunu, bu durumun da ayrı bir yasal düzenlemeyle giderilmesi gerektiğine dikkat çekiyor ve 'Belki onunla ilgili soruşturmayı da Meclis yapabilir' diyor.

Yasalarımız yapılırken, Genelkurmay Başkanı’nın, Meclis Başkanı’nın suç işlemeleri durumunda dahi yargılanmaları ihtimali üzerinde belli ki fazla durulmamış. Bu işin bir yönü...

Bir başka yönü de şu: Yasa taslağı Meclis’e Çiçek’in düşündüğü şekilde gelirse, en azından kısa dönemde Genelkurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasının Başbakan Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümetinin gündeminde bulunmadığını var sayabiliriz.

Gelelim, Türkiye’de siyaset asker ilişkisinin en kritik alanına: Müdahalelere yasal gerekçe yapılan ‘Cumhuriyeti koruma, kollama’ görevine...

‘ARTIK KOLLAYICIYA İHTİYAÇ YOK’
Başbakan Yardımcısı Çiçek’e, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) İç Hizmet Kanunu’nun 12 Eylül darbesine yasal gerekçe yapılan 35’inci maddesini de en azından ‘kollama’ kısmının kaldırılmasıyla ilgili Meclis’e getirip getirmeyeceğini sorduk. Öyle ya, bunun için anayasa değişikliği gerekmediği gibi, örneğin Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin tamamen kaldırılmasını isteyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da AK Parti bu teklifle gelirse Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağı yönünde bir işaret yoktu.

Çiçek ile aramızda şu diyalog geçti:

- TSK İç Hizmet 35’inci maddeyi Meclis’e getirmeyi düşünüyor musunuz?

- Türkiye’de neyi yapacaksanız,

çuvalı patlatmadan yapmak lazım…

- Ne demek?

- Yani her laf, her teklif, her söz sanıldığı kadar kolay değil. Bu sekiz yıldır olup bitenlere bir bakın. Bakın, istinafı herkes çözüm olarak kabul ediyor ama istinafı halen kuramadık. Karşılaştığımız dirençleri de hesaba katın. Çok kolay değil bu işler. Ama herkes bu işler kalksın diyorsa, bu sözün arkasında dursun.

- Anayasa değişikliği gerektirmiyor, Meclis’ten kolayca geçirebilirsiniz?

- Mesele anayasa, yasa değişikliği değil. Türkiye’nin içinden geçtiği bir süreç var. Her şeyi, her zaman yapma imkânı yok. Neyi yapacaksanız, uzlaşarak yapacaksınız.

- Ne engelliyor sizi, asker mi?

- Ailenin sorunu bile hemen o gün çözülemez. Türkiye demokratik süreçten geçiyor, demokratik olgunluğu her geçen gün artıyor. Türkiye’de mesele yasa değil, o yasanın düzenlediği alanın, konunun artık geride kalmış olmasıdır. Demokratik olgunluk, demokratik kültür, seçimle gelenin seçimle gitmesi... Artık cumhuriyetin özel bir koruyucuya, kollayıcıya ihtiyacı yok. Çünkü cumhuriyeti bu ülkenin insanları özümsemiştir. Cumhuriyet bizim temel tercihimizdir, demokrasi bizim temel tercihimizdir. Milletin kendisi bu işi teminat olarak ortaya koyuyor.

Bu konuştuklarımızdan benim çıkardığım şu: AK Parti, ordunun koruma ve kollama görevinin artık işlevini yitirdiğini söylese de askeri kamuoyu önünde daha fazla rencide etmemek adına, bunu Meclis’e –yakın zamanda getirmeyecek. Keza, Genelkurmay’ı yakın zamanda Milli Savunma’ya bağlaması sürpriz olur. Bununla birlikte, kuvvet komutanlıklarının yapısı ve görevlerinde değişiklikler beklenebilir. Yeni anayasada bu konuda düzenlemeler yer alabilir. İlginç bir değişim süreci daha yaşayacağız.”