2010 yılın son günlerini Soma'da geçirdik. Arkadaşlarla konuştuk çalışma koşullarının en zor olduğu yere gidelim dedik. Herkse eğlenirken maden işçileri çalışıyordu.

Soma'nın bir özelliği var. Manisa bize en az oy çıkan illerimizden birisidir. İşçilerle beraber maden ocağına indik. Onların hangi zor koşullarda emek harcadığını biliyorum. Bu kez biz de yaşadık. Soma'da 21 bin maden işçisi var. Bunların 14 bini taşeronlarla çalışıyor. Orada işçilerin hangi koşullarda çalıştığını görünce verilen asgari ücretin ne kadar yetersiz olduğunu görüyoruz.

"İKİ MADEN ŞEHİDİMİZ..."

Onlara sordum, "Yaşamınızdan memnun musunuz?" diye içleri buruk, "Başka hangi iş var ki" diye cevap verdiler. Biz o işçilerin yaşam koşullarını biliyoruz. İyileştirilmesi için her şeyi yapacağız. Zonguldak'a gidip işçilerle beraber olan iki Bakan'ı da kutluyorum. Ama soruyorum: iki maden şehidimizin cenazesi hala bulunamadı.

Başbakan kazadan sonra "Bakanlarımız bu iş bitene kadar buradan ayrılmayacak" demişti. Bugün 232. gün ve iki aile babalarını göçük altından çıkarılmalarını bekliyorlar. Onlar taşeron işçisiydi. Bu iş için iyi eğitim almamışlardı. Asgari ücretliydiler. O ailelere sesleniyorum. Sahipsiz değiller onlara sahip çıkacağız.

"BİZ MİLLETİN AYAĞINA GİDİYORUZ"

Biz maden ocağına gideceğiz deyince onlar da madene gittiler. Hafta sonu Kuşadası'na gidip Roman vatandaşlarla beraber olacağız deyince apar topar grup toplantısına Roman vatandaşları getirdiler. Ama bir fark var. Biz vatandaşın ayağına gideriz onlar ayaklarına getirirler.

Biz kalkınma, çağdaşlaşma yolunda iste çiftçi, ister emekli, ister kamyoncu ister taksici herkesi yanımıza bekliyoruz. Çağdaş Türkiye'yi berabere kuracağız. Vatandaşlarımızın yeni yıla mutlu bir şekilde girmesini istedik. İktidar kim olursa olsun. Her siyasi partinin hedefi yurttaşın mutluluğu olmalıdır.

Fatih'te bir vatandaş donarak öldü. Denebilir ki 73 milyon içinde bir kişi donarak ölmüş ne yapalım" biz öyle demeyiz. Bir kişi bir kişidir. Sosyal devlet diyoruz ki insanlar donarak ölmesin. Sosyal devlet bunun için diyoruz. Sosyal devlet diyoruz ki çocuklar yatağa aç girmesin.

Onlar devletin sosyal yönünü unuttular. Eli sopalı devleti topluma benimsetmek istiyorlar.

TAKSİCİ CİNAYETLERİ

Taksici esnafını herkes bilir. Onun can güvenliği bizim için önemlidir. Günün 24 saati çalışmaktadır. Taksicilerin de bir derdi var. Can güvenliği derdi var. 100'ün üzerinde taksici hayatını kaybetti. En son yılbaşında bir taksici öldürüldü.

Bir taksicinin can güvenliğini sağlamak bu kadar zor mu? Bunun tedbirini almak o kadar zor değil. Buran bütün taksici esnafına sesleniyorum. Sizin sorununuzu çözecek olan parti halk partisidir.

Sizin sorunlarınızı hangi parti çözecekse o partinin çatısı altına gelin.

ÇİFTÇİNİN SORUNLARI

Soma'da bir çiftçi arkadaş kolundan tuttu çekti, "Başbakan çiftçinin durumu iyi dedi. ama durumumuz kötü. Neden hakkımızı korumuyorsunuz" dedi.

Başbakan şunu söylemiş: "2002'de iktidara geldiğimizde çiftçi iflasın eşiğindeydi" bu kadar halktan kopuk olur mu bir Başbakan. Gözünü sevdiğimin Recep Bey'i narenciye bahçesine gidip bir baksana. Çiftçi haciz kıskacında, borç kıskacında.

Çiftçi kardeşlerim unutmasınlar biz onların sorunlarını biliyoruz. Mazotta Ötv alınmayacak dedik. Hemen çıktılar kaynak nerede diye sordular. Konu çiftçi olunca hemen kaynak sormaya başladılar. Kaynak yok diye bir kavram yok. Kaynağı mantıklı kullanırsanız bulursunuz.

FİŞLEME TARTIŞMASI

Bunlar değil miydi biz 12 Eylül'e karşıyız diyen. Fişleme ne zaman başladı 12 Eylül'de. Fişleme ne demek şimdi. Yargıcın fişlemesi mi olur. Bunların bir milletvekili ne demişti: "Onlar bizi fişliyordu. Artık biz onları fişliyoruz." İşte bunların demokrasi anlayışı bu.

Yargı güçler ayrılığının bir parçası değil diyorlar. Buna da ileri demokrasi diyorlar. Bir başka örnek: 10 yıl tutuklu kalın 10 yıl sonra serbest kalacaksınız. Bunun adına ileri demokrasi diyeceğiz. Böyle bir anlayış doğru değil.

Bir tutuklu itiraz ediyor "Ben bu yargıçlara güvenmiyorum" diye. Mahkeme karar veriyor "bu yargıçların yargılaması doğru değil" diye ama o yargıçlar o sanığı yargılamaya devam ediyor. Bir mahkeme karar vermişse bu uygulanmalı. Yargının kokması tuzun kokması demektir. Tuzu kokutan siz olursanız vebali büyük olur.

AF YASASI

Parlamento gündeminde torba yasa var. Pek çok yasayı bir araya getirip çıkarıyorlar. Bir af yasası getiriyorlar. Kimsenin itirazı yok. 21 maddelik bir af yasası. Hemen çıkaralım diyoruz. Hayır diyorlar. 216 maddeyi beraber çıkaralım diyorlar.

Milli eğitim'le, ormanla, sosyal güvenlikle ilgili bölümler var. komisyonlarda görüşülmesi gerekiyor. Bu parlamento iradesine saygısızlıktır. Komisyonlarda görüşme parlamentodan geçir. Bu sağlıklı değil. Biz itirazımızı yaptı. 21 maddeyi getirin çıkaralım dedik. Dinlemediler.

Bu yasanında bazı aksaklıkları var. Vergisini düzenli ödeyen vatandaşı en azından ödüllendirici bir düzenleme yapın dedik. Onu da dinlemediler.

GEMİ ÜRETİCİLERİN KDV BORCU SİLİNİYOR

Esnafın, çiftçinin KDV borcu duruyor gemi ve yat üretenlerin KDV borcu siliniyor.

Bu torba yasaya sendikalar karşı. Sendikalardan hiçbir görüş alınmadı.ileri demokraside zaten buna gerek yok ki. AKP'nin ileri demokrasinin de sendika da neymiş. Bu da bütün sendikacıların kulağına küpe olsun.

Türk-İş'i merak ettim. Bu aysa hakkında ne düşünüyor diye. Bir şey söylüyor çok doğru, "Tüm fonlar batırıldı. İşsizlik sigortası fonunda biraz para var bunu batırmak için uğraşıyorlar. Türk-İş buna şiddetle karşı" diyor. Umarım bu şiddetli karşı çıkış sessizliğe dönüşmez.

"MARAŞLILARI KUTLUYORUM"

Gazetelerde çok güzel bir ilan var. Tüm Kahramanmaraşlıların ortak duygusu. Sağduyunun sesi. Diyorlar ki "bu acı 32 yıldır yüreğimizdedir. 84 kuruluş imza atmış. Herhalde Maraş'ı kahraman yapan bu ortak duygudur.

Bağımsızlık savaşını bu ortak duyguyla verdiler. Birbirlerinin etnik kimliğini sorgulamadılar.

Acı olayları kimse desteklemez. Hiçbir yurtsever o acı olayların yanında yer almaz. Maraşlılar bu ortak sesi çıkardılar tüm Maraşlıları bütün yüreğimle kutluyorum.