Kılıçdaroğlu konuşmasında, CHP'nin projelerini halka anlatan, halkın sorunlarını nasıl  çözeceğini anlatan tek parti olduğunu belirterek, "Projelerimizi açıklarken, hiçbir kesimi ötekileştirmiyoruz. 'Bunlar bizi destekler desteklemez' diye bakmıyoruz. Bu ülkede bir insanın sorunu varsa, o sorun CHP'nin sorunudur. O nedenle bizim projelerimiz toplumda ses getiriyor. 'CHP söylüyorsa doğruları söylüyor' kanaatinin oluşmuş olmasından da mutluyum" dedi.

BÜYÜKELÇİLER ŞAŞIRDI


Kılıçdaroğlu. konuşmasında, geçen hafta Macaristan'daki Avrupa Birliği ülkelerinin büyük elçileri ile birlikte yaptıkları toplantı ile ilgili de partililere bilgi verdi.

Gördüğüm tablo: Türkiye'de demokrasi ve özgürlüklerdeki kısıtlamalar, bizim sorunlarımızın ötesine taşmıştır. Onlara bir sözü söylediğimde, bu ülkenin başkanı, 'biz yargının işe karışmıyoruz, onlar da bize karışmasın' söylemini dile getirdim. Bunu söylediğimde büyükelçilerin gözlerinde alaycı gülümseme oldu. AB giriş süresi için çaba harcıyan Başbakan nasıl böyle der? Onlar, garipseyerek üzülerek doğru mudur? diye sordular.  'Malesef doğrudur' dedik. CHP'nin, demokrasi ve özgürlük söylemleri toplumda daha büyük yankı bulacaktır. 4 arkadaşımız ABD'de çok yoğun görüşme yaptı. Aynı kaygı orada da var.

Dünya. Türkiye'yi gözlem altına aldı. Diyorlar ki 'biz, AB giriş süresince mücadele etmek istiyoruz, CHP engel oluyor.' İşte AK Parti'nin iki yüzü, oradaki yüzü ile Türkiye'deki yüzü ortaya çıktı. Batıya dönük olan maskesini indirdik, artık herkes görüyor. Söylemi ile tabanı zıt olan bir partiyi bütün dünya biliyor. Araya bir sürü adam koymuşlar, kendilerini anlatmak istiyorlar. Yemezler. Biz Avrupa'ya dökümanlarla, projelerimizle gidiyoruz. Biz demorkasiyi, özgürlüğü istiyoruz. Bir çocuğun yatağa aç girmemesini istiyoruz. Bizim temel özümüz budur.

Onlar şunu da anlamıyor. Basılmamış kitabın peşine savcı, yargıç, polis hep birlikte düşüyor. Tabi onlar buna da anlam veremiyorlar. Onlara dedik ki 'sizin kaygınızı biz de yaşıyoruz'. Demokrasi açısından geldiğimiz budur. Basılmamış kitabın toplatılması.

Başka bir nokta var teknolojinin bizi getirdiği, aydınlanmanın getirdiği nokta. Bilgisayara yüklendi, on binlerce bu kitabı okudu. Buyurun yasaklayın. Bu onbinlerce kişiyi hapse mi atacaksınız? Atmazsanız namertsiniz.

Buradan o yargıçlara seslenmek istiyorum: çocuklarınıza nasıl bir gelecek biraktığınızın farkında mısınız. Çoçcuklarınız ilerde benim babam taslak halindeki kitabın imhasına karar verdi diye övünecek mi sanıyorsunuz. çocuklarınız utanmıyor mu sanıyorsunuz.

Bir yargıç çocuklarına bir ülkenin özgürlüğü için demokrasi için neler yaptığı ile övünür. Tarih, siyasi iktidarın sopası haline gelen yargıçların mezarı ile doludur. Herkes çocuklarına iyi bir miras bırakmak ister. Çocukların torunlarının utanmamasını ister. Eğer böyle bir mirası övünecek miras olarak algılıyorsanız, sizin çağınız 21 yy değil.

Bütün yargıçlar böyle değil. Vicdanının sesini duyan yargıçlarımız da var. O yargıçlardan biri geçenlerde yine gündemdeydi. Haliç te yaşayan Simonlar kitabını yazan sayıhn Hanefi avcı için iki davadan tutuklama kararı verildi.

Savcılıkta 100 den fazla klasör olmasına rağmen bize sadece 16 klasör gönderildi. Sorun şu diğer iki yargıca bilmediğiniz delillerle ilgili nasıl karar veriyorsunuz. 100 e yakın dosyadan 16 sında elle tutulur belgeler yoksa siz nasıl karar veriyorsunuz.

Sağlıklı bir inceleme yapılabilmesi için soruşturma dosyasının tüm ekleri istendi ama cevap verilmemiştir. İstiyorsunuz dosya gelmiyor. Sizden tutukluluğuna devam kararı veriyor. İnsanda biraz vicdan olur. Hukukun H si olur. Çocuklarınıza neyi miras bıraktığınızın farkında mısınız.

21. yy türkiyesinde hukuk katliamı yapılmaktadır. Eskiden DGM olan mahkemeler şimdi özel yetkili mahkemeler tarafından bu katliam yapılıyor. Siyasi otoriterinin emrinde mahkeme olmaz. Bir mahkemeyi siyasi otoriterin eline veriyorsanız orad azaten hukuk olmaz. olmayan hukuk hukuk kılıfı içerisinde götürülüyor.

Bugün avukatlar günü. Avukat, yargının çok önemli ayağı. Bir sanığın avukat tutacak parası yoksa devlet avukat tutar, parasını devlet öder. Şimdi avukatlar bildiri yayınlamış, savunma hakkımız gasp edildi diyorlar. Suçlanan delirleri alamıyorlar, yargılamada avukat yok sayılıyor. Avukat yok sayılıyor. Buradan sessiz kalan barolara, hukuk fakültelerine sesleniyorum. sizin sessizliğiniz utancındandır. utancınızdan ses çıkaramıyorsunuz. Siz hukukfakülteler, mezun değil yargıç yetiştirseydiniz bu tür hukuk garabetiyle karşılaşır mıydık ?

Bu tabyo 21 yy tablosuna yakışmıyor. Biz bunları daha iyi Türkiyeyi, daha iyi çalışan yargı düzenini savunuyoruz

Hakimler sve savcılar yüksek kurulu böyle olmayacak. Savcıları ayıracağız, adalet bakanlığı görevlileri orada yer almayacak. Adalet bakanlığı teftiş kurulunu siyasetin emrinden çıkarıp yargıçlar kuruluna bağlayacakğız. Yargıçlar yüksek kurulunun başkanı maliye bakanlığının kapısında dilenmeyecek, ayrı bir bütçesi olacak. Adalet akademisini de yargıçlar kuruluna bağlayacağız. Bu ülkede yargıçlar vardır hepimizin gururlanacağı yargıçlar yetiştireceğiz. Hukukun eğemenliğini bu ülkede kuracağız

Savcı yargıcın yanında değil, avukatın karşısında olacak. Bu düzen, yolsuzlukların kapatma düzenidir. almanya da Deniz Feneri görüldü, hepsiniz bilirsiniz. Failler Türkiye'dedir denildi. Başındaki biri göya medyayı denetliyordu. Dediki benim güvencem devlettir.

Bu dava bitmiyor, bir türlü dava açılmıyor. Bu dava açılmazsa açtırmayanın siyasi iktidar olduğunu buraya yazıyorum ve sorumlusu Ankara daki başsavcısıdır o da bilsin. türkiye yi bu ayıptan kurtarmak zorundayız.


Bu hafta aynı zamanda polislerin haftası. Başımız sıkıştığında nerede bu devlet diye sesleniriz. Aslında nerede polis diye sesleniriz. Unutmamamız gereken polis de insan, onun da sorunu var. Bir gösteriyi dağıtıyorsa birileri ona talimat veriyor. Geçenlerde TV lerde izledik. Bir vekil polisi tokatladı, yüreğimiz acıdı. Tokat değil, sorunu sözmesi gerekirdi. Polis özerk mi özgür mü hayır. Dağıtacaksınız, biber gazı sıkacaksınız diyorlar o da görevini yapılor.

Polis arkadaşlarımızın orunları ile ilgileniyoruz. Halkın iktidarında TC'nin polisi halkın polisi olacaktır.

Bu CHP'lilerin dikili ağacı yok şunu yapmadı bunu yapmadı diyorlar. Geçen hafta Diyanetişleri Başkanlığı'nı ziyaret ettik. Bu Diyanetişleri Başkanlığı'nı kim kurdu? CHP kurdu. Bizim dikili ağacımız var. Senin dikili ağacın yok. Senin ceplerin var bizim Türkiyemiz var.

Hükümet yüzlerce tesisi açıyor. Bakalım dedik bu tesislerde ne var. Okulun çatısı akıyor vs. bunu açığa çıkardık, şimdi açamıyorlar. Antalya'daki tesislerden sonra Ataşehir'e gittik açılışlar yaptık. Recep Bey, gidip baksın. Antalya'daki tesislerin temelini 16 ay önce sayın Baykal attı biz açılışını yaptık. O tesislerle, o kokular gitti. Biz düşünüyor biz yaparız. Çünkü biz halkımız için çalışıyoruz cebimiz için değil. Antalya'da program sunarken Aksu'dan telefon geldi. Orada bir felaket oldu. Dolu felaketi oldu. Can kaybı da oldu. Muhtarlar ile konuştur. Onlara tarım sigortası yaptıran kaç kişi vardır dedim. Yüzde 20 dediler. Neden yaptırmadınız? diye sorduğumda, ek koşullar var onları yerine getiremediklerini söylediler. Onlara söz verdiğim için buradan dile getiriyorum.

Benzini indireceğiz tarım sigortasını getireceğiz. Karadenizin fındık üreticisinin alacağı var, vermediler bütçeye kaydettiler. Bize güç verirseniz, haziran ayında zararlarınız ödenir.

Antalya dönüşünde İstanbul'da yakınlarını kaybetmiş ailelerin derneklerine uğradık. Bu çocuklarımızdan her yıl 10 bini kayboluyor. O aileleri ziyaret ettiğimde dramı bir kez daha yaşadım. Biz fakir olduğumuz için çocuklarımız kayboldu diyorlar. Kibrit kutuları bastırmışlar. Başka ürünler de var. Çocukların resimleri onun üzerine yapıştırmışlar. 20 yıldır kaybolan çocuklar var. Anneler ağlıyor. Dokunan şu oldu. Biz fakir olduğumuz için çocuklarımız bulunmuyor. Zengin olsaydık, devlet çocuklarımızı bulurdu. Emniyet Müdürlüğümüz bu konuya biraz daha el atması lazım. Küçük bir kız çocuğu kardeşimi bulun diyor. Annem ağlıyor.

Doğu ve Güney Doğunun ekonomik kalkınması ile ilgili projemizi açıkladık. Diyarbakırlı kardeşlerime sesleniyorum. Sana fabrika iş yeri değil, hapishane yapıyorum diyene oy veriyorsan, elini vicdanına koy öyle oy kullan diyeceğim. Doğu, Güney Doğu'yu
 Kalkınma hızı 9,5 olaıcak. orayı petrol kimya üssü yapacağım. O siyasi irade bizde var. O bölgeyi lojistik üssü haline gelecek. Yine o bölge güneş enerjisi ileri teknolojisi üssü haline getireceğiz.

İddia ediyorum, bizim hazırladığımız rapordan daha üstün bir rapot TC tarihinde yapılmamıştır. O bölgedeki şeker fabrikaların özelleştirme kapsamından çıkaracağız. Hayvancılığın ve besiciliğin üssü olacak. Doğu, Güney Doğulu kardeşlerimiz unutmasın: Oy vermeseniz de iktidar olduğumuzda bunları yaptığımızı göreceksiniz. Biz bunları yaptığımızda bile batıya ancak yüzde 75 coranında yaklaşabiliyoruz. Fark gittikçe açılıyor. Biz bu farkı kapatacağız. Sizin kültürel, sosyal sorunlarınıza da çözüm getireceğiz. Bu ülkede bir yurtaşın sorunu varsa o yurttaş bilsin ki benim sorunumu sorun edinen CHP'dir.

Pazar günü Ankara'da bir yürüyüş yaptık. Bütün devlet kurumlarında çalışan bütün taşeron işçisi kardeşlerime sesleniyorum. Senin sorununu çözecek parti CHP'dir.

Son zamanlarda itiraflarla karşılaşıyoruz. Aile sigortasını getireceğiz dediğimiz zaman, Başbakanın ilk itirafı, resmi kayıtlara giren yüzbinlerce yoksul oldu. İkinci itirafı? Ben sanırdım ki bu ülkenin sorunlarını bilen bir iktidar var. Meğer öğrendiki bu ülkeyi acemiler yönetiyor. Sonra kalfa sonra da ustalığa geldi. Biz ülkeyi hangi ustalıkla yönettiğini çok iyi biliyorum.

Bir üçüncü itiraf ta. Dedik ki annelere maaş vereceğiz. Bugün beyefendi diyor ki, bugün bizim dağıttığımız kaynak onların kaynaklardan fazla. Hani kaynak yoktu. Kopi yapıştır yapıyorlar diyorlardı. Senin programında aile sigortası mı var. Sen benden kopya çekiyorsun.

Askerliği önce 9 sonra 6 aya indireceğiz dedik. Senin programında mı var. Bir insanın ar damarı çatlarsa yalan söylemekten kendini alamaz.

Milletim şunu bilmesini isterim. Samimiyetimize inanmaması isterim. 29 ilde ön seçim yaptık. Arkadaşlarımız demokratik yöntemle seçildiler. Diğer illerde kamuoyu yoklaması yapacağız. Bugün Uşak milletvekilimizin güzel bir yazısını okudum. Kendisi birinci sırada olmamamasına rağmen yeni bir sürece başladığını söylüyor. Kendisini yürekten kutluyorum. Gurubumuz bu yasama döneminde olağan üstü çaba harcadı. Kim ne derse desin.

Mücadele bu çatının altında demokrasi, hukukun üstünlüğü adına yapıldı. Birilerin baskısı ile değil. Özgür irademiz ile mücadele ettik. O nedenle bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

CHP internet sitesinde yenilik yaptık. Vatandaşlık numarası girildiğinde kendisinin listedeki yerini görebiliyor. Yüksek Seçim Kurulu'na sesleniyorum. Sandık sonuç tutanaklarının asıllarını internet sitesine koymasını istiyorum. Kaç bin sandık var. Bugünki teknolojiyle bunu yapmak mümkün. Seçimin denetimini bütün yurttaşlarımıza açmış oluruz.

Bu son grup toplantımız. Arkadaşlarımıza söylemiştim. Her yere her zaman giderek, yurttaşlarla konuşarak anlatalım. Bizim projelerimizi kopye edebilirler. Biz anlatırsak çalamazlar. Ülkeyi yönetmeye hazırlıklı olan, temiz siyaseti, temiz bir toplumu, saygıdeğer parlementoyu hep birlikte oluşturacağız. Sosyal hukuk devletini hep beraber hayata geçireceğiz.