Aziz Yıldırım Uğun Dündar'ın sorularını cevaplandırdı. Çok çarpıcı açıklamalarda bulundu: "Kendi kendime soruyorum. ‘Akıllı bir adam mıyım, yoksa akılsız bir adam mı?’ Karar veremiyorum. Normal bir insan olsaydım, bu yatırımları yapmazdım. 2-3 tane daha futbolcu alır, her sene takımı şampiyon yapmak için uğraşırdım. O zaman belki el üstünde tutulurdum. Ama gelecek kuşaklara bu yatırımları bırakamazdım. Benden sonrakilere büyük imkanlar sunuyorum. Bir daha Aziz Yıldırım gibi bir adam gelmeyecek. İsteyenle iddiaya girerim.”

-  Fenerbahçe, futbolun beşiği İngiliz Aston Villa yöneticilerinin bile araştırma yaptığı büyük bir kulüp. Kriz döneminde herkes “Nereden kaynak buluruz” düşüncesindeyken, F.Bahçe gidip Ataşehir’de arazi satın aldı.

Kulübün toplam mal varlığı nedir?

-31 Aralık 2009 itibariyle 284 milyon TL’ydi. Bana göre bugün bu değer en azından 500 milyon dolar civarında. Bugün bu tesisleri parayla yapamazsınız. İlk olarak Migros’u yaptığımız zaman 1 liramız yoktu. Ama yaptık. Fenerbahçeli yöneticilerin makinelerini getirdik, kombineler sattık, sponsorlar bulduk.

Sonra bankadan kredi çektik. Bu borcun belirli kısımları da onlardır. Ankara’daki tesisler 15 milyon Euro’ya mal oldu. Onu da kendi kaynaklarımızdan yaptık. Dereağzı tesislerine 2 çim sahayı kendi paramla yaptım. Fenerbahçe’ye tek kuruş para harcatmadım. Çünkü, söz vermiştim. Bazı derneklerin yardımıyla kapalı salonlar yaptık. Türkiye’de ilk kez bir kulübe ait atletizm pisti yaptık. Bolu Dağı’nda yapacağımız tesisleri herkes görecek. Bir ilk olacak. O tesislerin bitiminden sonra yurt dışına gitme olayı bitecek. Atletler, kürekçiler oraya gidecek.

Bazen kendi kendime diyorum. “Ben akıllı bir adam mıyım. yoksa akılsız bir adam mı?” Buna karar veremiyorum. Eğer normal bir insan olsaydım, bu yatırımların hiç birini yapmazdım. 2-3 tane daha futbolcu alırdım. Her sene futbol takımını şampiyon yapmak için uğraşırdım. O zaman belki el üstünde tutulurdum ama gelecek kuşaklara bu yatırımları bırakamazdım. Benden sonra gelenlere büyük imkanlar bırakıyorum. Herkes bunu görsün. Bir daha Aziz Yıldırım gibi bunları yapacak bir adam gelmeyecek. Ben bu konuda isteyenle iddiaya girerim. Biz çok fedakarlık yaptık. Ama söylemiyoruz.

BENDEN SONRA GELECEKLERE 250 MİLYON LİRA BÜTÇE BIRAKIYORUM

Herkes sanıyor ki bankadan aldık paraları, geldik harcadık. Bir de kalkıp hesap soruyorlar. Neyin hesabını soruyorsunuz? Ben 16 milyon dolar bütçeyle bu kulübü aldım. Bugün 250 milyon dolara gelmiş bütçe. Asıl ben hesap sormalıyım, “Geçmişte neden bu kulübü büyütmediniz” diye. Bu kulübün 100 yıllık tarihi var. 10 yılda yapılanlar 90 yılda yapılanlardan kat be kat fazla. Bugün bir şirketimizin değeri, 1 milyar dolar değerinde.
Benim aldığım dönemde neyi vardı kulübün? Dereağzı’nda Metin Aşık Tesisleri vardı. Samandıra başlamıştı. 500 milyon dolarlık yatırımımız var. Fenerium var, TV var. Radyo var. Bakın neler bırakıyorum gelenlere.

-  Neden “Bırakıyorum” diyorsunuz başkan?

- Herkes konuşuyor, ediyor. Biz konuşmuyoruz. Amatör şubelere çok harcamalar yaptığımızı söylüyorlar. Bugün Avrupa’da hangi ülkeye gitseniz “Fenerbahçe Voleybol Takımı” diyorlar, “Fenerbahçe Basketbol Takımı” diyorlar. Fenerbahçeli Nevin Yanıt, 110 metre engellide Avrupa Şampiyonu oldu. Nasıl yaptı? Yoldan gelip yapmadı. Ankara’da 2 ya da 3 bin kişilik güzel bir yüzme havuzu yapacağım. Hem yüzücüler buna layıklar, hem de lazım.

-  Dünya Şampiyonu voleybolcu kızlara devlet bir ödül verecek mi?

- O ödülü devlet bize verecek. Mehmet Ali Aydınlar ile konuşuruz. Zaten oyuncular da ayrıca ödül alacak devletten.

NEŞTERİ HOCAYLA BİRLİKTE VURURUZ

-  Aykut Kocaman bir TV kanalında takımın kondisyon eksikliği içinde olmadığını söyledi. Herkes görüyor ki Fenerbahçe maçların ilk yarısında saman alevi gibi parlıyor. İkinci devrede geriye çekiliyor. 65. dakikadan sonra adeta eriyen bir mum gibi tükeniyor. Bu dakikalarda yenilen golün telafisi de pek mümkün olmuyor. Çalıştığı kişileri güçlendirmek derken bir kondisyoner ihtiyacından mı bahsediyorsunuz?

- O anlamda değil. İletişimci, psikolog veya başka bir uzman. Daha geniş bir ekiple çalışmayı kastediyorum. İyi futbolculardan oluşan takımın kapasitesi var. Daha çok mücadele eden, son dakikaya kadar mücadeyi bırakmayan bir takım istiyorum. Kondisyoneri istiyorsa Aykut Kocaman getirir. Ben Aykut ile konuşmadım daha. Ayın 30’unda (bugün) konuşup değerlendireceğiz. Neyin eksik olduğunu Aykut Hoca’dan duymamız gerekir. Sizin gibi bizim de fikrimiz var. Neyin ne olduğunu görüyoruz. Gerekirse beraber neşteri vurmalıyız.

-  Aykut Kocaman’ın kamuoyu önünde kendini eleştirmesini ve bazı kararlarının yanlışını söylemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Ben ne amaçla bunları söylediğini bilmiyorum. Bazı insanlar, “Söylesin”, bazıları da “Çok içine kapandı” diyor. Bunu dürüstçe kendi hatalarını görüyor gibi de yorumlayabiliriz. Bunları yapmak da bir erdemdir. Bazısı, “Hiç hata yapmıyorum” der. Ben de hata yaptığımızı söylüyorum. O hatasını biliyor. Örneğin Kayseri’ye stoper götürmediğini de söylüyor. Başkası olsa bunları söylemez. Samimiyeti bir erdem olarak kabul etmek gerekir.

DAYAK OLAYINDA İÇİMDE FIRTINALAR KOPTU

17 yaşında ve altındaki çocukların darp görmesi yüreğimde fırtınalar koparıyor, hazmedemiyorum. Oradaki organizasyonu görüp tedbir almalıydılar.

-  U17 Akademi Ligi’nde, Metin Oktay gibi Türk futboluna muhteşem kişiliği ve hem de centilmenliğiyle malolmuş bir ismin adının verildiği tesiste G.Saray ile yapılan maçta F.Bahçeli oyunculara yapılan saldırıyı nasıl karşılıyorsunuz?

- Olay çok üzücü. Üzücü kelimesi de biraz hafif kalıyor. Bizim taraftarımızdan ve camiamızdan, Fenerbahçe sessiz kalıyor gibi bir imaj görülebilir. Hukuk devletinin her alanını kapsıyan kanunlarının bulunmasına karşın, bugüne kadar benzer saldırganlıkları cezalandırabiler bir sistem maalesef yoktu. Bugüne kadar cezalandırıcı bir uygulama olmadı. Son olayların faailleri tespit edildi. 17 yaşında ve daha altındaki çocukların orada darp görmesi benim yüreğimde fırtınalar kopuyor, hazmedemiyorum. Şiddeti önleme yasası çıkartılırken, biz de buna destek olmaya çalışırken birden bire heyecana kapılıp bir şeyler söyleyip sonra ondan üzüntü duymak istemiyorum. Çok ağır şeyler söyleyeceğim. Galatasaray yönetimi gidip orada tedbir alamaz. Başkan ve yönetim sorumlu ama oradaki insanlar organizasyonu görüp tedbir almalıydı.

BİRLİKTE UMREYE GİDİYORLAR

Bu olayları körükleyen taraftarlar birbirleri ile arkadaş. Küfür ettiren mihraklara sonradan bakıyorsunuz iç içeler. Beraber yemek yiyiyorlar, beraber Umre’lere gidiyorlar. Burada bir çelişki var. Şiddetten beslenenler var.

BİZİM TEPKİMİZ DAHA FARKLI OLURDU

-  Galatasaray yönetiminin gösterdiği tepkiyi yeterli buldunuz mu?

-Bizde olsa tepkiyi daha farklı koyardık. Ama onlar koyamıyorlar. Bizim dışımızdaki takımlarda taraftarlar ve yönetimler geçmişteki alışkanlıkları nedeniyle etki altındalar. İç içeler. Bunların çözümü için şiddet yasasının acilen çıkması gerekir.

-  Yeni çıkacak şiddet yasası bu olayları önleyecek yükümlülükler taşıyor mu?

- Futbol Federasyonu, Meclis ile olan ilişkilerde bizden daha öndeydi. Orada adalet komisyonu diğer bütün bakanlıkların kurmuş olduğu komisyonlar ve oradaki bireyler bu toplantıya katıldılar. Son çıkacak metinde yasayı gördüm. Eğer çıkarsa herkes kabul ediyor ki ‘eskiden etmiyorlardı’ mevcut mahkemeleri de burada olan suçlara bakacak hale dönüştürüyorlar. Neticede beklediğimiz çözüm olacak. Başka ülkelerin sistemini uygulamak yanlış olabilir. Bizim toplumun eğitim seviyesi yaşam biçimi biraz ayrı olduğu için bize uymayabilir. Burada bize özgü bir sistem getirmekte fayda var.