Futbolun sadece futbol olmadığını herkes bilir ve söyler.

Futbol çok basit kuralları olan, fakat karmaşık sonuçları olan bir oyundur.

Bundan dolayı ülkelerin yönetiminde söz sahibi olanlar her zaman futbola yatırım yaparlar ve yapanları da desteklerler.

Bütün bunlar herkesin bildiği bir şeydir.

Bilinmeyen ise, futbolun içinde olan ve kurnazlığı başarı diye sunanlardır.

Galatasaray taraftarı olarak, Fatih Terim'i hiç bir zaman beğenmedim ve taktir etmedim.

Sebebi ise kurnazlığı,egosunun yüksekliği, tepeden bakan tavrı,ben merkezli tekli dünyası, her zaman güçlüden yana tavrı olmuştur.

Örneğin Fatih Terim başarısını ispatlaması için, Mustafa Denizli gibi yaparak bir Anadolu takımını çalıştırmasını öneririm.

Örneğin Denizlinin yaptığı gibi Vestel Manisa ve Rize deneyimleri gibi ikinci lig veya birinci lig Anadolu takımlarını çalıştırsın iyi hoca mı kötü hocamı karar verelim.

Galatasaray da takım kadrosu Terim ile futbolcu kalitesi iyi olmadığı dönemlerde başarısız oldu,futbolcu kalitesi ve ekonomi iyi olunca da başarılı oldu.

Şu anda ki Galatasaray kulübü kadrosuna baktığınızda, ekonomik olarak on tane Rize ve on tane Elazığ kadrosunun satın alınabileceği görülür.

Eğer başarılı olacaksan Rize veya Elazığ takımlarına hoca ol, o takımları şampiyon yap o zaman senin başarılı olduğuna inanalım.

Geçen yıl Yılmaz Vural Elazığ'a gitti çatır çatır top oynayan bir takım yaptı.

Üç tane adı sanı bilinmeyen futbolcuyu yıldız adayları içine soktu.

Oysa bu günün G.S kulübünün kadrosuna baktığımızda, yedekte oturan ve tribünde oturan futbolcular bile bir kaç milyon dolardan aşağı yıllık para alıyorlar.

Bütün bunlara bakarak, bu takımda başarılı olmak her hocanın başarabileceği bir sonuç olacaktır.

İddia ediyorum Yılmaz Vural'ı G.S'ın başına getirelim aynı başarıyı yakalayacaktır.

Bu açıdan bakınca, G.S kulübünde hoca olmak bu kadroyla, bu ekonomik güçle ve bu statla başarı değil başarısızlık tartışılır.

Bu kadar geniş pahalı ve yıldız kadroya rağmen başarısız olmak mucize olsa gerek.

Bütün bunlar orta yerdeyken milli takıma hoca olacaksın, dört maçı kazanacaksın,diğer takımlarda ya berabere kalacak ya yenilecek sen ikinci olup play of oynama hakkı kazanacaksın.

Bu karışık kökü belli olmayan denklemi çözme görevi Terim'e verildi.

Sanki adam mucizeler yarattı,sanki ermiş sihirbaz ve dört maç sonunda dünya kupasına gideceğiz.

Peki ne oldu da Terim milli takıma getirildi.

En başta değindiğim gibi futbol siyasetten ayrı düşünülen bir iş değildir.

Ülkeyi yönetenler milli takımları final oynadığında ve şampiyon olduğunda tribünde yerlerini alırlar ve ''şampiyonluk benim eserimdir'' mesajı verirler.

Malum önümüzde birkaç tane seçim var.

Milli takım fiyasko olursa,2020 olimpiyatları alınamazsa,atletizm de baştan aşağı dopingli çıkmış ise,kulüpler şike diye iki yıl men cezası almış ise,kırk pınar güreşçileri bile dopingi öğrenmişse ülkeyi yönetenlerin mucize peşinde koşmaları doğaldır.

Sorunlar büyümüştür, sıkıntılar artmıştır,bundan dolayı futbol bütçeleri arttırılmıştır,takımlar cilalanmıştır ve bir UEFA şampiyonluğu veya şampiyonlar ligi şampiyonluğu ülkeyi yönetenlerin yönetimdeki zorluklarına hayat öpücüğü olacaktır.

Haydi Terim sen mucizelerini göster, patlama noktasında olan kibrini ve egonu patlatıver.

Bundan sonra da ''futbolu kurtardın, gel ülkeyi de kurtar'' daveti alırsan lütfen şaşırma.

Son söz ''Suriye'ye yapılacak saldırıya karşı duralım.. SAVAŞA HAYIR.....