Pazar günü yapılan Beşiktaş-Galatasaray maçını izledim.

Doğal olarak G.S taraftarı olarak takımımın kazanmasını istedim.

Seyircinin sahaya girmesiyle ''futbol sadece futbol değildir'' başlıklı yazılarımı hatırladım.

Bu gün ülkemizde insanlar sosyal anlamda düdüklü tencere gibi kaynamaya devam ediyor.

Düdüklü tencere başındakiler ise, bunu sadece seyrediyorlar.

Tencere patladığın da en başta kendisinin yanacağını anlayamayacak kadar hırsları gözlerini bürümüş görünüyor.

Bu olayları sadece maç diye geçiştirmek doğru bir bakış açısı değildir.

Bu gün toplumun her kesiminde büyük bir baskı ve korku egemendir.

Gösteri yapan on kişiye bile tahammül edilemiyor suyla gazla bastırılıyor.

Herhangi bir yerde protesto yapmak artık kolay değildir.

Sivil toplum örgütleri ve sendikalar bir bir susmuştur.

Muhalif yazan gazeteciler bir bir sürgün edilmiş,kovulmuş işsizliğe mahkum edilmiştir.

Toplumdaki tepkili ve öfkeli insanlar bir tek yerde özgürce bir araya gelmektedir.

O da futbol sahalarıdır.

On binler maçlarda bir araya geliyor ve tepkilerini topluca orada dile getirmeye çalışıyor.

Bunu sadece futbolun basit kurallarıyla anlatamazsınız.

Yani Burak elle topu aldı ikinci gol fauldü gibi basit izah edilemeyecek kadar karmaşıktır.

Bu işin siyasal ve toplumsal yanı vardır.

Bu gün seyirci Fatih Terimin milli takıma gitmesi ve başbakanın bir sözüyle bu görevi kabul etmesiyle, Fatih Terimi Başbakanın adamı diye algılar olmuştur.

''Terim federasyonun içindedir,hakemler Terimin aleyhine düdük çalamaz,başbakan futbolu da şekillendiriyor.''algısı vardır.

Terim eşittir başbakan algıları statlardaki muhalif seyircinin beynine kazınmıştır.

Ayrıca başbakanın istediği takımlar birinci lige çıkıyor algısı yaygındır.

Bundan dolayı maçlarda başbakana tepki gösterenler,kızanlar Terime ve onun olduğu her yere tepki göstereceklerdir.

Tribünler takımlarını tutanlar arasında da,kendi içinde de bölünmüştür.

Kim ne derse desin futbol siyasallaşmıştır.

Bundan sonra seyirci tribünlerde birbirine girecektir.

Pazar akşamı Beşiktaş seyircisinin bir kısmı ''Her yer taksim her yer direniş'' derken, diğer bir kısmı ''Ya Allah bismillah Allahu ekber'' diye slogan atıyor.

Yani Beşiktaş seyircisi de bölünmüştür.

Allahuekber diye slogan atanlar çarşı her şeye karşı, biz de çarşıya karşıyız diye seyirciyi bölen parçalayan siyasal bir güç Beşiktaşın içine girmiştir.

Her yer bölündü, parçalandı, kutuplaştı.

Artık futbol seyircisi de hatta aynı takımı tutan seyirci de bölündü parçalandı.

Bundan dolayı, AKP iktidarının düdüklü tencerenin kapağını açması gerektiğini görmesi gerekiyor.

Muhalif grupların gösterilerine sonun kadar sabır gösterilmelidir.

İki tane muhalif yazı yazdı diye gazeteciler işinden atılmamalıdır.

Hapishanelerde yatan fikir suçluları bırakılmalıdır.

Siyaset elini futboldan, eğitimden,sivil toplum üzerinden çekmelidir.

Demokrasinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

%70 in genç olduğuyla övündüğümüz kitlelerin sinirlerinin yatışacağı,bağıracağı,çağıracağı alanlar özgürleştirilmelidir.

Artık seyircinin maç,sonuç, fair play falan umurunda değildir.

Herkes kızgın öfkeli.

Galatasaray kulübünün rahat etmesi isteniyorsa, biran önce Fatih Terimle yollarını ayırmalıdır.

Çünkü seyircinin beyninde, Terim eşittir başbakan, Terim eşittir hakemler ve federasyon algısı yerleşmiştir.

En küçük bir hakem hatasında bu algı ortaya çıkacaktır.

Burası İsviçre, Belçika, Almanya değildir.

Hem milli takım, hem de G.S klübünü bu şartlarda çalıştıramazsın.

Pazar günü seyircinin sahaya girmesinin en büyük nedenlerinden birisi de, Terimin yarattığı bu algıdır.

Artık bölünmeyen parçalanmayan ayrışmayan bir tek futbol kulüplerinin taraftarları kalmıştı, o da ayrıştı.

Bir tarafta gezi,bir tarafta ya Allah bismillah Allahuekber diyenler.

Bu gidişte futbol falan oynanamaz.

Beşiktaş seyircisinin muhalif duruşu, bu olayla stad dışına itilecektir.

Diyarbakır seyircisi gibi sezon boyunca cezalarla boş tribünlerle stad dışına atılacaktır.

İşte ülkeyi yönetenlerin en büyük açmazı da bu.

Bundan sonra, bu stadlarda hiç kimse rahat maç izleyemeyecektir.

Bundan sonra statlar siyasal eylemlerin arenası olacaktır.

Karıştırılmayan,bölünmeyen bir tek orası vardı, o da karıştırıldı, bölündü, parçalandı.

Bunu başaranlara sezon sonu şampiyonluk kupasını vermek gerekecektir.