Pandemi süreciyle birlikte insanların şehir hayatından sıkılması, kentsel yaşamın kalitesindeki düşüş, terse göçü başlattı ve doğa ile iç içe yaşam arzusu, fidan satışlarını da patlattı, üreticiler talebe yetişemiyor.

Sonbahar fidan dikim sezonunun başlamasıyla birlikte, ülkemizde ağaç dikimi için talep artışı yaşandığını belirten üreticiler, fidancılık sektörünün hızla büyüdüğüne, toplumun bilinçlendiğine, pandeminin bu süreci hızlandırdığına dikkat çekti.

‘2023 Hedefimiz 100 milyon dolar’

Daha yeşil bir ülke için toplumun ağaçlandırmaya ilgisinin arttığını, pandeminin bu süreci hızlandırdığını, Türkiye pazarında talep artışının yaşandığını söyleyen Fidanca Kurucuları Burak Balkaya ve Orhan Gürel talebe yetişemediklerini belirterek, sektör hakkında bilgi verdiler. Orhan Gürel; ‘Geçen sene Türkiye genelinde fidan ihracatı, 39 milyon dolardı. 2023'e kadar hedefimiz 100 milyon doları yakalamak. Bu yılki hedefimiz 60 milyon dolar. Ülkemizin coğrafi konumu, iklim şartları ve iş gücü gibi birçok avantajları olmasının yanı sıra endemik çiçek çeşitleri açısından da büyük bir zenginliğe sahiptir. Sektörde dünya markası olan İtalya, İspanya gibi ülkelere baktığımızda, Türkiye’nin fidancılık sektöründe dünya markası olması için hepimizin üzerine düşeni yapması şarttır’ dedi.

‘Pandemi ağaçlandırmayı da artırdı’

Pandemi sürecinin doğa ile iç içe yaşama arzusunu artırdığını, bunun da ağaçlandırmaya katkı sağladığını söyleyen Burak Balkaya; ‘Fidancılık sektörünü, kendine özgü dinamiklere sahip bir pazar olarak tanımlamak yanlış olmaz. Dönemsel olarak değişiklik ve hareketlilik göstermektedir. Türkiye pazarında, sektörün genel verimi tamamen arz – talep oranındaki dengeye bağlıdır. Örnek vermek gerekirse, inşaat sektöründeki hareketlilik, doğrudan fidan sektörünü etkilemektedir. Bunun yanı sıra kur hareketliliği, olası iç krizler (pandemi vs ) gibi çok farklı konulardan anında etkilenen bir sektöre sahibiz. Bu örnekler ise fidancılık sektörün kırılgan yapısını gözler önüne sermektedir. Türkiye, Pazar olarak kendine özgün bir potansiyel ve hareketliliğe sahip diyebiliriz. Son dönemlerdeki ilgi ve alaka artışının temelinde, insanların şehir hayatından sıkılması ve manevi duygularla terse göçe yönelmesi oluşturmaktadır. Bahsettiğimiz terse göç tam anlamıyla kapsamlı olmasa bile, büyükşehirlerin arka bahçesi olarak nitelendirilen; müstakil, parsellenmiş, hobi bahçesi sıfatı taşıyan ticari arsaların satışına etki ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi.