14 Nisan 2020 tarihinde TBMM' de Yüksek öğretim kanunu değişiklikleri içerisine sıkıştırılan kanun değişikliği ile 1739 sayılı Temel eğitim kanunu 50/A bendine eklenen üç paragraf ile öğretmen izin ve tatillerinde yapılan değişiklik büyük tepkilere neden oldu.. Öğretmenler tarafından " Değişiklik 1,2 miilyon öğretmenin tatil ve izinlerinde büyük hak kaybı yaşatmış; mobbing, istismar ve angaryaya açık hale getirmiştir"  iddiasına yer verildi.

Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği'in (PDR) konuyla ilgili bir değerlendirme yaptı. PDR Genel Başkanı Oğuz ÖZAT imzasıyla yayınlanan ve son 50 yılda "Öğretmenler bu boyutta hak kaybına maruz kalmamış denilen bildirinin tam metni:

"Son 50 yılda Öğretmenler bu boyutta hak kaybına maruz kalmamıştır. Şöyle ki;

Yapılan değişiklik birinci paragrafta;

 ‘’Öğretmenler, yaz tatili içinde aralıksız iki ay izinli olacak. İki aylık izin süresinin dışında kalan tatil zamanlarında, belirlenecek meslekle ilgili çalışmalara katılmakla yükümlü olacaklar.’’ Hükmü eklenmiştir. İlk bakışta öğretmen tatilleri aynen kaldığı gibi görünse de  hükmün son cümlesine göre;
 Öğretmenlerin Yaz tatili dışında hafta sonu ,sömestr ve diğer tatillerinde idare tarafından  seminer, toplantı, kurs, mesleki diğer faaliyetler için çağrılabileceklerdir.

Yine eklenen diğer paragrafta

‘’İlçe, il veya ülke genelinde genel hayatı etkileyen salgın hastalık, doğal afet, elverişsiz hava koşulları gibi nedenlerle eğitim ve öğretim faaliyetinin 2 haftadan fazla süreyle yapılamaması halinde uygulanacak telafi programlarının ders yılı içerisinde tamamlanamadığı durumlarda, yaz tatilinde yapılacak eğitim ve öğretim faaliyetleri nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığınca öğretmenlerin izinleri kısaltılabilecek. Bu durumda öğretmenlerin izinleri bir aydan az olamayacak.’’
Hükmü ile paragrafta geçen durumlar dahilinde öğretmen yaz tatilleri 1 aya kadar kısaltılabilecektir. Burada özel durumlara baktığımızda her yıl sıcak, soğuk ve benzeri bir çok nedenle eğitim öğretim 15 günden fazla olarak sürekli tatil edilmektedir.

Yukarıda belirttiğimiz kanun maddesi ile artık öğretmenin yaz dışında tatilleri idarenin insafına kalmış, Bakanlık, valilik, kaymakamlık tarafından çıkarılacak bir görevlendirme ile öğretmenler sömestr ve hafta sonu tatili ve diğer tatillerinde göreve çağrılabileceklerdir.

Değişen maddenin bir diğer paragrafı ise rehberlik öğretmenleri ile alakalıdır ki burada tam bir insan hakkı ve tatil kaybı vardır.
‘’Rehberlik öğretmenleri; tercih danışmanlığı, alan ve ders seçimi, öğrenci tanılama sürecine bağlı olarak yapılacak çalışmalarda ihtiyaç duyulması halinde, izin ve tatil dönemlerinde de görevlendirilebilecek. Bu durumda rehberlik öğretmenlerinin izinleri bir aydan az olamayacak.’’

Söz konusu hüküme göre Rehberlik öğretmeni sadece tercih için değil mesleki her konuda tatilleri bozulduğu gibi alması gereken izinlerde bozulabilecektir. Bu izinler nedir? Sağlık,doğum,mazeret,evlilik vs. Yine rehberlik öğretmenlerinin sadece yaz tatili değil tüm yıl tatilleri bir aya kadar düşürebilecektir.  Bir başka durum  ise zaman ve tarih konusunda açık uçlu olmasıdır. Öğretmenlerin ve rehberlik öğretmenlerinin ne zaman çağrılabileceği, bütün mü yoksa parça parça günlerde mi göreve çağrılabileceği açık değildir.

Söz konusu değişiklik Anayasa, İnsan haklarını hükme bağlayan kanunlar ,Memur izin ve tatillerini hükme bağlayan 4249 sayılı kanun ile Meb diğer temel kanunlarına aykırılık teşkil ettiği gibi kanunlarla da çelişkilidir.

Madde maalesef ucu açık mobbing,angarya ve istismara öylesine açıktır ki,öğretmenin tatil ve izin hakları tamamen idarenin insafına bırakılmıştır.
Bunun yanında tatillerde göreve çağırılacak öğretmenlerin yolluk ,ücret vs. hakları belirtilmemiş angaryaya açık hale gelmiştir
Oysa  ki kanun ve yönetmelikler düzen için gereklidir.

Söz konusu değişiklikle sadece rehberlik öğretmenlerinin hak kaybına uğradığı gibi bir algı vardır oysa değişiklik ile 1.2 milyon öğretmen hak kaybına uğramıştır. Bu algının oluşması ise Rehber öğretmenler  meslek çatı örgütü Türk pdr der in büyük tepki göstermesi ve kamuoyunda ve sosyal medyada Rehber öğretmenlerin ilk tepkiyi vermesi etken olmuştur.
 Değişiklik pandemi dönemi veya 2020 yılına özgü değildir süreklidir.
Sahadan gelen birisi olarak uygulamaları öğretmenlerin yaşadığı idari keyfiyetleri çok iyi bilmekteyiz. Maalesef Pandemi dönemi öğretmenler öğrencileri için uzaktan eğitim ve virüs etkileri ile uğraşırken bakanlığın gece yarısı 04:00 da başka bir kanun teklifi arasına sıkıştırdığı bu değişiklik ile tatil ve izin haklarını kaybettikleri gibi bu konuda istismara, mobbing ve angaryaya açık hale gelmişlerdir.

Söz konusu kanun değişikliğinin anaya Mahkemesine başvuru halinde iptal edileceği kaçınılmazdır. Değişiklik öylesine ucu açık anlamlara gelmektedir ki hakları korumak için yapılacak alt yönetmelik veya genelgeler de öğretmenleri koruyamayacak haldedir .

Konu öğretmenin az veya çok tatil yapması değil , ucu açık ifadelerle tatillerinin ve izinlerinin mobbinge,istismara açık hale gelmiş olmasıdır.
Öğretmenlerin herhangi bir kayıp yaşamadığı veya değişiklik olmadığı gibi yaklaşımlar hatalıdır. İleride söz konusu değişiklik sonuçları ile öğretmenlerimiz yüzleştiğinde bugün yaptığımız açıklama ve bilgilendirmeler daha net olarak ortaya çıkacaktır.

Türk PDR derneği olarak Ankara'da idari konuda uzman avukatlarla çalışıyoruz tanıdığımız tüm yüksek mahkeme üyeleri, idari konusunda uzman avukatlara danışarak bu bilgiler veriyoruz. Değişikliğin sonuçları ne olur? öğretmenler ve meslektaşlarımız hangi durumlarla karşılaşır ? Her şekilde istişare yapıyoruz.
Oysa ki Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk en büyük desteği öğretmenlerden ve bizlerden almış, her konuda yanında olmuş, öğretmen sorunlarını çözeceği konusunda inançlı şekilde destek vermiştik bunda da etkili olan 1- Meslektaşımız olması, 2- Öğretmen kökenli olması 3- Kendi söylev ve İfadelerine olan güvenimizdir.

Ancak iki yıl geçmesine rağmen öğretmenlerin en küçük özlük hakkı ile ilgili bir çalışma yapmadığı gibi bugün karşımıza böyle bir düzenlemeyle çıkmıştır
Değişiklik öncesi Siyasi partiler ve sendikalarımız, öğretmenlerimiz Pandemi dönemine özgü olduğunu sanmıştır oysaki kanun değişikliğinde böyle bir ibare yoktur, 1739'a sürekli eklenmiştir dönemsel değildir bu yorumu yapanlar yanlış yorumlamaktadır
Siyasi partilerin özellikle anayasa Mahkemesi gitmesi önemlidir. Bunun yanında değişikliğe bağlı çıkarılacak yönetmelik ve genelgelerin öğretmenin yaşayacağı mağduriyeti en aza indirecek şekilde düzenlenmesidir.

Yapılan değişiklik Öğretmen hak kaybıdır, İnsan hakları ve Anayasa hükümlerine aykırıdır.  Değişiklik maalesef  Pandemi dönemi halkımız virüsle boğuşurken yapılmış, sendikalarımızın ve siyasi partilerin değişikliği döneme özgü düşünmeleri nedeniyle etkili tepki gösterememelerine neden olmuştur.
1,2 milyon öğretmeni ilgilendiren bu hak kaybı konusunda sendikalar ve siyasi partiler gerekli tepkiyi göstermeye başlamış, öğretmenlerimiz başlarına gelen bu durum ile ilgili tepkilerini dile getirmeye başlamıştır.

Türk psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği   hak kaybı yaşayan 1.2 milyon öğretmenin sesi olmaya ve bu mağduriyetin önüne geçilmesi için Meslek sivil toplum kuruluşu tüzel kişiliği olarak devam edeceğiz.

Maalesef corona virüsü istismar edilerek öğretmen hakları ellerinden alınmış, Pandemi en büyük zararı öğretmenlere vermiştir.

Oğuz ÖZAT - PDR Genel Başkanı...