Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, Kutlu Doğum Haftası nedeniyle yaptığı basın açıklamasında, Kutlu Doğum Haftası’nın İslam âleminin birliği için yeni düşünce, fikir, kardeşlik duyguları içinde yaşamamıza ışık olmasını temenni ediyor, İslam âlemi birleştirmesini diliyorum; dedi.


İslam coğrafyasında yaşayan Müslümanların kendilerine özgü ayrı kültürleri var. Ancak güzel dinimiz bizleri bir kültür etrafında birleştirerek kardeşlik vasfıyla bir olmamızı sağlamıştır, ifadelerini kullanan Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, Cenabı Allah(c.c)’ın elçi olarak görevlendirdiği Hz. Resûl-ü Ekrem Efendimiz, insanlığı kurtuluşa götürecek, önünde nur gibi bir ışığın aydınlığında Tevhid ve Vahdet unsurlarıyla birleştirip yüceltecek bir yol gösterici olmuştur, diyerek şunları söyledi:

“Allah’ın elçisi, İslam dinine girerek Müslümanlığı kabul eden insanlar arasında sonsuza kadar sürecek bir İslam geleneği, birlikte yaşama ve insanı insan yapan erdemlerle donatılmasını sağlamış, kendi yaşantısıyla da örnek olmuştur. Bunun en güzel örneği hiç şüphesiz dili, dini, ırkı, rengi, kültürü ve mezhebi farklı insanların bir arada yaşamasıdır. Hoşgörü, sevgi ve kardeşlik duyguları buna örnektir. Müslümanlar arasında güven içinde yaşayan farklı dine mensup insanlar, Müslümanların birbiriyle yardımlaşma, dayanışma, hoşgörü ve sevgi duygularına hayran kalmıştır. İşte bu özellikler yüzyıllardır devam eden İslam geleneğine örnektir.”

İslam coğrafyasında akan kanın, gözyaşının nedenlerini iyi incelememiz gerekir. Birlikte yaşama sanatımız, insani insan yapan değerlerimiz bir bir yok olmuştur. Maneviyatımız çürümeye yüz tutmuştur. İşte İslam coğrafyasındaki anarşinin, başıbozukluğun nedeni budur. Huzurumuz bozulmuş, mutluluğumuz kaybolmuştur. Şahsi menfaatlerimizi her şeyin üstünde tutarak, yalan, iftira, gammazlık, hıyanet gibi her türlü kötü vasıfları, hoşgörünün, sevginin, yardımlaşmanın ve dinin üstünde tutmuşuz. İşte dinden uzaklaşmanın acı sonuçlarını bugün hep birlikte görüyor ve yaşıyoruz. İnsanların birbirlerine tahammül edemediği bir çağda yaşıyoruz. Zulüm, işkence ve terör İslam âleminde korku salıyor. Her geçen gün değerlerimizden uzaklaşıyoruz.

Kutlu Doğum Haftasının bu seneki ana temasının ‘Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet’ olarak belirlenmesi çok anlamlıdır.  İslam coğrafyasında yaşanan bütün sıkıntıların iyi anlaşılması için böyle bir temaya ihtiyaç vardı. Toplumsal duyarlılık oluşturacak olması nedeniyle Hz. Peygamber’in örnek yaşamı, ümmet bilincinin Tevhid sancağı altında birleşerek tüm acılara son vermesi ve kardeşlik duyguları içinde yaşanabilmesi için Tevhid ve Vahdit bilincinin dimağlarımıza kazınması gerekiyor. Bu şuurla geleceğimizi güvence altına alabiliriz. Sosyal, kültürel ve dini anlamda Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet gibi üç önemli unsurun insanlığın kurtuluşuna vesile olacağını bilmemiz gerekiyor.

Din-bir-sen olarak, Kutlu Doğum Haftasını büyük bir sevinç ve kardeşlik şuuruyla kutlayacağız. Bu anlamlı haftanın İslam coğrafyasında yaşanan bütün acıların dinmesi, Müslümanlarınm Tevhid sancağı altında birleşerek birlik ve beraberlik oluşturması ve kardeşlik duygularıyla yaşamasına vesile olması ve hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma çerçevesinde yaşamayı Müslümanlara nasip etmesini Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.”