SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü bünyesinde bulunan 'Kurutulmuş Bitki Müzesi' olarak da adlandırılan 'Herbaryum'da farklı bölgelerden toplanmış yaklaşık 30 bin kurutulmuş bitki yer alıyor. Müzedeki bitki örnekleri biyoloji, tıp, eczacılık, ziraat ve ormancılık gibi birçok alandaki araştırmalara hizmet ediyor.
SCÜ Fen Edebiyat Fakültesi içinde 1981 yılında kurulan 'Herbaryum'da, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden, araştırmacılar tarafından toplanmış 30 binin üzerinde bitki ve 47 yıl önce kurutulmaya bırakılan bitki örnekleri bulunuyor. Müzedeki bitki örnekleri mevsime bağlı kalmaksızın biyoloji, tıp, eczacılık, ziraat ve ormancılık gibi birçok alandaki araştırmalara hizmet ediyor. Bitkiler özenle toplandıktan sonra gazetelerde kurutulup güvenli bir şekilde saklanıyor. Müze hakkında bilgi veren SCÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Erol Dönmez, 1991 yılında göreve başladığını ve o tarihten bu yana kurutulmuş bitki örneklerinin belli bir sistemle düzenlenerek saklandığı yer olan herbaryumun hem kurulmasında hem de geliştirilmesinde aktif rol aldığını söyledi.
'TÜRKİYE'NİN BİR ÇOK YERİNDEN BİTKİMİZ VAR'
Sivas ve çevresi başta olmak üzere Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde yapılan arazi çalışmalarında toplanan bitki örneklerini üniversiteye getirdiğini belirten Dönmez, doğadan toplanan taze bitkileri kağıtlar içinde presleyerek kuruttuklarını, daha sonra bunları özel kartonlara yapıştırdıklarını söyledi. Dönmez, "Herbaryum bitki müzesidir. Belli amaçlara uygun olarak toplanmış, kurutulmuş bitki örneklerinden oluşan bir bitki müzesidir. İnsanlık tarihiyle birlikte herbaryum yapma yani bazı bitkileri kurutup saklama gibi olaylar çok eskiye dayanmaktadır. Bizim bölümümüz 1978 yılında Hacettepe Üniversitesi bünyesinde kurulmuş, 1981 yılında ise burada faaliyete geçmiş bir bölümdür. 1981 yılından bu zamana kadar bu herbaryumda bir çok bilim insanının çalışmaları var. Bu bilim insanlarının bitki örnekleri var. Genellikle Sivas yöresine özelleşmiş durumdayız. Ama çevre illerde de çalışmalar yaptık. Bunun yanında Karadeniz yöresi, Hatay yöresi ve İç Anadolu bölgesine ait bitkiler elimizde var. Türkiye'nin bir çok yerinden bitkimiz var. Şu anda 30 bin bitki örneğimiz var" dedi. 
'HERBARYUMLAR MİLLİ SERVETTİR'
Bitkileri korumak için yoğun çaba gösterdiklerini söyleyen Dr. Dönmez, "Bazen böcek türleri ve kurtçuklar bitkilere zarar verebilmekte. Bunlardan korumak için her yıl herbaryumu elden geçirip bakıyoruz. Şüphelendiğimiz örnekler olursa bu böcekler ya da kurtçukları öldürmek için bitkileri derin dondurucuda 1 gün bekletiyoruz. Bu uygulama aslında yeterli oluyor ama garanti olsun diye 3 gün boyunca eksi 24 derecede derin dondurucuda saklıyoruz. Herbaryumun ışık görmemesi lazım. Devamlı perdeleri kapalı tutuyoruz. Nemden korumamız gerekiyor. Bir de herbaryumların steril olması gerekiyor. Bir çok herbaryuma girebilmek için galoş giyilmesi gerekiyor. Dondurma işleminden ve kurtçuklardan arındırılmamış hiçbir bitkiyi herbaryuma sokmuyoruz. Bilmeyen kişileri sokmuyoruz. Bunları korumamız gerekiyor. Bu herbaryumlar milli servettir" diye konuştu. 
'BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİMİZ FAZLA'
Farklı yerlerden herbaryuma ilginin olduğunu belirten Dr. Dönmez, "Başka herbaryumlardan gelip Sivas'taki herbaryumu şirin bulanlar oluyor. Fotoğrafını çeken çok kişi var. Buradaki herbaryumda bitki çeşitliliğimiz fazla olarak biliniyor. Bitki olarak çok zenginiz. Ülkemizdeki bitkileri tespit edersek envanterini çıkarmış oluruz. Bu bitkiler şu anda tıbbi ve ekonomik olarak işe yarıyor olabilir. Ama gelecekte bilimsel gelişmeler olduğunda bunların bir işe yarayıp yaramayacağı ortaya çıkacaktır. En azından bunlar bizim zenginliğimizdir. Turizm açısından da herbaryumlar kullanılabilir" dedi.