CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile birlikte Türk-Alman Üniversitesi kampüs açılışını gerçekleştirdi. Beykoz'daki üniversitenin açılışına Erdoğan ve Merkel'in yanı sıra, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Türk Alman Üniversitesi Rektörü Halil Akkanat, Türk Alman Üniversitesi Konsorsiyumu Başkanı Prof. Dr. Rita Süssmuth da katıldı. 

MÜLTECİLERİN EĞİTİMİ 
Açılış töreninde bir konuşma yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Dünyada hiçbir şey bireylerin eğitimi kadar önemli değildir. Yüksek ahlakın en önemli noktası kendini eğitmektir. Burada eğitim alanlar, farklı kültürlerden bir araya geliyor. Karşılıklı anlayışa güvene sahip olmak için önemli bir koşul. Bu da birlikte yaşamak için önemli bir koşul. Açık olmak sadece bireyleri ilerletmekle kalmayıp, toplumu da ilerletiyorlar. Ülkelerimiz arasındaki ilişkilere de değer katıyorlar" dedi. Merkel, mültecilerin eğitimine dikkat çekerek, "Türkiye bugün de milyonlarca Suriyeli mülteciye sığınma imkanı sağlıyor. Bu çabalar bizim teşekkürümüzü ve takdirimizi hakkediyor. Mülteciler için eğitim çok önemli çünkü daha iyi bir gelecek için umut veriyor. Ülkelerine döndüklerinde, bu ülkenin inşasına katkıda bulunabilirler veya geldikleri ülkeye daha iyi uyum sağlamalarını sağlar. Bu konuda da Avrupa'nın ve Almanya'nın desteğiyle önemli çabalar sarfediyor. Burada HOPS Suriye Programı veya Alman Akademik değişim programına destek veriliyor" diye konuştu. 

İKİLİ GÖRÜŞME
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış töreninde yaptığı konuşmasında ilk olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel'i Berlin Konferansı'ndan 5 gün sonra Türkiye'de ağırlamaktan mutluluk duyduğunu belirtti. Erdoğan, Merkel ile öğleden sonra gerçekleştirecekleri ikili görüşme konusunda da "Görüşmelerde ikili ilişkilerimizin yanı sıra Libya başta olmak üzere bölgesel meseleleri de ayrıntılı şekilde ele alacağız" diye konuştu. 

TÜRK-ALMAN ÜNİVERSİTESİ 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk-Alman Üniversitesi ülkeler arasında bilim, kültür ve teknolojik iş birliğini geliştirmek amacıyla 10 Nisan 2010'da kuruldu. 2013-2014 akademik yılında başlayan üniversite kısa sürede akademik iş birliğinin lokomotiflerinden biri haline geldi. Çift dilli eğitim veren üniversite 5 fakülte, 1 yüksekokul ve 2 enstitü ile Türkiye'nin saygın eğitim kurumlarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Üniversite 2013 yılında 99 olan öğrenci sayısını 2019 yılında 2 bin 385'e ulaştırdı. Kapasite olarak 7 bine kadar öğrenci alabileceğiz. 64'ü yabancı olmak üzere, 237 akademik personelle eğitim veren Türk-Alman Üniversitesi, öğrencilerine kendilerini çok farklı alanlarda geliştirebilecekleri uluslararası bir ortam sağlıyor. Üniversitemizin iş dünyasıyla tesis ettiği yakın diyalog sayesinde, mensuplarına Alman kuruluşlarında staj yapma imkanı tanımasını da önemli bir ayrıcalık olarak görüyorum. Üniversitemiz bünyesinde faaliyete geçecek teknopark yoluyla sanayi kuruluşlarıyla iş birliğinin daha da güçleneceğine inanıyorum. Bu teknoparkta hem Fraunhofer Enstitüsü'ne hem de Alman firmaların Ar-Ge merkezlerine ev sahipliği yapmak istiyoruz. Türk-Alman Üniversitesinin bu seviyeye gelmesinde katkısı ve emeği olan herkesi kutluyorum. İnşallah bizler de diğer devlet üniversitelerimize olduğu gibi Türk-Alman Üniversitesine gereken her türlü desteği vermeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu. 

"ÜNİVERSİTE HARÇLARINI MALUM BİZ KALDIRDIK"
Erdoğan, "Siyasi hayatından önce Sayın Şansölye'nin bir bilim insanı olduğunu biliyoruz. Ayrıca Sayın Merkel'in Türkiye ile Almanya arasındaki gençlik değişim programları, eğitim ve kültürel alandaki iş birliğine katkıları 25 yılı aşıyor. 18 Nisan 1994 tarihinde imzalanan Gençliğe Yönelik Politikalarda İşbirliği Protokolü'nü Sayın Merkel'in dönemin Federal Gençlik ve Kadın Bakanı olarak ülkesi adına imzaladığını hatırlıyoruz. Sayın Merkel nezdinde Alman makamlarına üniversitemizi sahiplendikleri için ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bir buçuk asırlık Alman Lisesi gibi, Türk-Alman Üniversitesinin de Türk ve Alman dostluğunun bir sembolü haline gelmesini özellikle diliyorum. Türkiye yükseköğrenim alanında özellikle son yıllarda büyük başarılara imza atmıştır. Üniversite sayımızın 76'dan 207'ye, öğretim elemanı sayımızın 70 binden 170 bine, öğrenci sayımızın da 1,6 milyondan 8 milyona yükselmiş olması, bu başarının en bariz ifadesidir. Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek, 10 yıl sonrası için ağaç dik, 100 yıl sonrayı düşünüyorsan insan yetiştir. Bu anlayışla ülkemizin gelecek yüzyılına yatırım yapıyoruz. İstikbalimizin teminatı olan gençlerimize, ailelerine yük olmadan üniversite eğitimlerini tamamlamaları için her türlü desteği veriyoruz. Bir dönem ülkemizde marjinal odakların sürekli istismar ettiği, yıllarca protestolara konu olan üniversite harçlarını malum biz kaldırdık. Lisans öğrencilerimizin kredi burs desteğini 2020 yılı itibarıyla 550 liraya, yüksek lisansta bin 100 liraya, doktorada bin 650 liraya yükselttik. Yurtlarda kalan öğrencilere aylık 420 lira da beslenme yardımı yapıyoruz. Ülkemizdeki yükseköğretim seviyesinin hem nicelik hem de nitelik olarak yükseltilmesi amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi. 

BEYİN GÖÇÜ 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uluslararası öğrenci sayısının her geçen yıl artıyor olması da Türkiye'nin bu alanda küresel bir marka olma yolunda ilerlediğine işaret ediyor. Uluslararası öğrenci sayısının 15 binden 172 bine ulaştı. Türkiye bursları yanında kendi imkanlarıyla çeşitli üniversitelerimize gelen öğrenci sayısındaki büyük yükseliş, ülkemizin yükseköğrenimdeki cazibesinin de arttığını gösteriyor. ABD, Avusturya, İtalya, Çin, Kore, Balkanlar ve Türk Cumhuriyetlerinden gelip Türkiye'de doktorasını, yüksek lisansını yapan öğrenciler var. Üniversitelerimizdeki nitelikli akademik personel ihtiyacını karşılamak üzere her yıl yurt dışına dünyanın en iyi okullarında öğrenim görmek üzere ciddi miktarda öğrenci gönderiyoruz. Sadece bizim yurt dışına gitmiş vatandaşlarımızın değil, diğer ülkelerde yetişmiş bilim adamlarının, araştırmacıların, akademisyenlerin de ülkemize gelmesinin yolunu açıyoruz. Beklentimiz, ülkemizin nitelikli yabancı öğretim elemanları için de cazip hale gelmesi, bir başka ifadeyle beyin göçünün çekim merkezlerinden biri durumuna dönüşmesidir. Türk-Alman Üniversitesi de bu vizyon çerçevesinde ortaya çıkan ve başarılı bir şekilde uygulamaya konulmuş olan bir projedir. Aynı şekilde ülkemizde Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Türk-İtalyan Üniversitesi gibi ortak üniversitelerin kurulmasına ilişkin çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmaların en kısa zamanda olumlu bir şekilde sonuçlandırılmasını temenni ediyoruz. Türk-Alman Üniversitesinin başarısı, bu anlamda yeni ortak üniversitelerin kuruluş süreçlerinde örnek teşkil edecektir. Bu vesileyle ülkemizde daha fazla Alman vatandaşının yükseköğrenim görmesini ve daha fazla öğretim görevlisinin araştırma faaliyetlerinde bulunmasını arzu ettiğimizi de vurgulamak isterim" diye konuştu. 

"LİBYA'DAKİ KAOS ORTAMI TÜM AKDENİZ HAVZASINI ETKİLEYECEKTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanlık olarak terörden İslam düşmanlığına, kültürel ırkçılıktan yabancı karşıtlığına kadar pek çok sorunla yüzleşiyoruz. İletişim ve ulaşım araçlarının bu kadar yaygınlaştığı bir dönemde dünyanın neresinde olursa olsun hiç kimsenin bu sorunlara bigane kalma lüksü bulunmuyor. Suriye'de, Yemen'de, Irak'ta ve Libya'da yaşananlar bilhassa içinde bulunulan coğrafyanın kader ortaklığını bir kez daha gösteriyor. Son 9 yıldır Suriye'de devam eden çatışmalardan sadece bizim gibi komşu ülkeler değil başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa etkilenmiştir. Aynı şekilde şayet bir an önce sükunet sağlanmazsa Libya'daki kaos ortamı tüm Akdeniz havzasını etkileyecektir. DEAŞ ve El-Kaide gibi terör örgütleriyle lejyonerlerin bu ülkede tekrar palazlanmasını istemiyorsak çözüm sürecini hızlandırmamız gerekiyor" dedi. 

"ÖZELLİKLE DARBECİ HAFTER VE DESTEKÇİLERİ ÜZERİNDE BASKI KURULMASI ÖNEM ARZ EDİYOR"
Erdoğan, "2 bin 400'den fazla kişinin ölümüne, 7 bin 500'den fazlasının yaralanmasına sebep olan, ayrıca 300 binin üzerinde Libyalıyı yerlerinden eden bu krizi sonlandırmak en büyük hedeflerimizden. Bu hedef doğrultusunda dost ve müttefik Almanya ile güç işbirliği içerisinde çalışıyoruz. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığımız ateşkes çağrısı 19 Ocak'ta düzenlenen Berlin Konferansı önünü açtı. Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Angela Merkel nezdinde tüm Alman makamlarına ev sahiplikleri için de teşekkürler. 55 maddeden oluşan barış planı Libya'da siyasi istikrarın yeniden tesisi yönünde önemli bir adım. Ancak bu planın başarısı alınan kararların sahada uygulamaya geçirilmesine bağlıdır. Bu konuda özellikle darbeci Hafter ve destekçileri üzerinde baskı kurulması önem arz ediyor. Dünden itibaren Trablus'taki sivil yerleşim yerlerine yönelik saldırıların artması, Mitika Havalimanının hedef alınması kimin barıştan kimin de kan ve göz yaşının sürmesinden yana olduğunu göstermiştir. Son bir kaç haftada yaşadıklarımız Libya için bir turnusol olmuştur. Bu gerçekler ışığında uluslararası toplumun Suriye'de düştüğü hataya özellikle Libya'da düşmemesini temenni ediyorum. Libya ile 5 asırlık tarihi, beşeri ve kültürel ilişkileri olan bir ülke olarak duruşumuz nettir. Libyalı kardeşlerimizin barışı huzuru ve geleceği için bu zor zamanlarında onların yanında olmayı sürdüreceğiz. Tıpkı Berlin Konferansında olduğu gibi barış için, çözüm için, kan ve göz yaşının durması için atılan adımları güçlü bir şekilde destekleyeceğiz. Bu süreçte Alman dostlarımızla yakından çalışacak, inşallah ortak menfaatlerimiz doğrultusunda ilişkilerimizi geliştireceğiz" şeklinde konuştu.

MERKEL KURDELEYİ CEBİNE KOYDU
Açıklamaların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Merkel'e ayna hediye etti. Merkel hediyeyi kaldırarak salondakilere gösterdi. Türk Alman Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Halil Akkanat da Erdoğan ve Merkel'e hediye taktim etti. Ardından iki lider açılış kurdelesini kesti. Kurdele kesiminin ardından Merkel'in bir kurdeleyi pantolonunun cebine koyduğu görüldü.