Reşit ÇELEBİOĞLU- Metin Faruk TAMER/ KİLİS, () - BAŞBAKAN Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Suriye'de rejim güçlerinin karadan, Rusya'nın ise havadan Halep'in kuzeyine yönelik başlattığı operasyon nedeniyle evlerini terk eden binlerce Suriyelinin akın ettiği Kilis sınırına giderek incelemelerde bulundu. Şu an için Suriyelilerin Türkiye tarafına alınmasına yönelik bir durumun söz konusu olmadığını belirten Akdoğan, "Türkiye'ye akıl veren, 'sınırını aç' diyenler önce kalplerini, gönüllerini açsın" dedi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan beraberinde AFAD Başkanı Fuad Oktay ile birlikte bu sabah Kilis'e geldi ve Öncüpınar Sınır Kapısı'nda incelemelerde bulundu. Öncüpınar Konteyner Kenti'nde de incelemelerde bulunan Yalçın Akdoğan, daha sonra sınır kapısı önünde basın açıklaması yaptı.
Şu ana kadar Türkiye'ye 2 milyon 627 bin Suriyeli, 172 bin Iraklı sığınmacının geldiğini ve son bir hafta içerisinde yeni bir göç dalgası yaşandığını ifade eden Akdoğan, "Rusya'nın bombardımanı sonucunda yeni göç dalgasına karşı yeni kamplar kuruldu. Sınırın ötesinde 9 kamp mevcut. Bu kamplarda yaklaşık 100 bin kişi kalıyor. Bunların ihtiyaçları da Türkiye'den karşılanıyor. Sınırın bu tarafındaki kamplarda ne hizmet veriliyorsa, Suriye tarafında da aynı hizmet veriliyor" dedi.
"KİMSENİN TÜRKİYE'YE İNSANLIK DERSİ VERME HAKKI OLAMAZ"
Suriye'de yeni başlayan göç dalgası ile Türkiye'nin sınırını niye açmadığı yönünde eleştiriler yapıldığını dile getiren Akdoğan, şu an için sınırda birikmenin söz konusu olmadığını belirterek şöyle dedi:
"Son süreçte sınıra gelen 35 bin kişi Suriye tarafındaki kamplara yerleştirildi. Karşı tarafta 9 kamp bulunuyor ve 10'uncu yeni bir kamp hazırlığı içerisindeyiz. Üstelik bu kampların en uzağının Türkiye sınırına derinliği 3 kilometre. Yani Türkiye'nin içindeymiş gibi kurulu ve insanlara hizmet veriliyor. Ama bizim açık kapı politikamız devam ediyor. 3 milyon insana Türkiye, kendi ahlaki, vicdani anlayışıyla, kucağını, kapısını açmıştır. Kimsenin Türkiye'ye insanlık dersi verme gibi bir hakkı olamaz. Türkiye bu konuda yalnız bırakılmıştır. Suriye'de insani trajedi yaşanıyor ve buna duyarsız kalmayan ülke Türkiye'dir. Biz bu insanlara kucak açtık ama yalnız bırakıldık. Türkiye'ye bu süreçte yardım etmeyen ülkeler 'Türkiye sınırını açsın' gibi yaklaşımlara giriyor. Bunlar doğru değil. Bombardımandan kaçan, ölümden kaçan kim varsa biz herkese kucağımızı ve kapımızı açıyoruz."
"ZORDA KALMAMIZ İÇİN, GÖÇ DALGASI YAPILIYOR"
Son zamanlarda Suriye tarafında Türkiye'nin zorda kalması için göç dalgaları yapıldığını anlatan Akdoğan, "Sivillerin üzerine, okul, hastane, ılımlı muhalifler, Türkmenler vurularak Türkiye zorda kalsın diye göç dalgaları yapılıyor. Yine demografik yapı değişsin diye Türkmen, Arap ve Sünnileri kaçırmaya yönelik operasyonlar gerçekleşebiliyor. Buradaki insanları alırken karşı taraftaki oyuna alet olmamamız gerekiyor. Bu hamlelere alet olmadan bu insani operasyonları devam ettirmemiz gerekiyor. Ayrıca insan kaçakçılığı yapanlar var. Dün Hatay'a 800 kişi geldi ve bunları insan kaçakçıları otobüslerle göndermişler. Bu şekilde gelen herkes alınırsa Irak, Suriye'de bir kişi kalmaz, herkes Türkiye'ye gelir. Umut tacirlerinin istismar ettiği durumlar da var ve Türkiye doğru olanı yapıyor. Bu noktada seçici davranmak gerekiyor. Herkes gelsin denilmesi bu sorunun çözümüne fayda sağlamaz. Karşıda insanlara zulmedenlerin oyununa alet oluruz. Bunun için süreci rasyonel yürütmek gerekiyor" diye konuştu.
"AKIL VERENLER KALPLERİNİ AÇSIN"
Avrupa ülkelerinin sınırın açılmasına yönelik açıklamalarını da eleştiren Akdoğan şöyle devam etti:
"Türkiye'ye akıl veren, 'sınırı aç' diyenler önce siz kalbinizi, gönlünüzü bu insanlara açın. Son dönemde sorun kendilerine dokunmaya başlayınca ilgilenen ülkeleri görüyoruz. Bu sorunla baş edebilmek için sınırın ötesinde Azez hattı kısmına güvenli bir alan olması önemlidir. Uluslararası dayanışma şart. Türkiye olarak ilk proje paketini de AB'ye sunduk. Bu yardımlar Türkiye'ye değil, Suriyeli sığınmacılara yapılacak olan yardımlardır. Bu sorun önce bir insani kriz meselesiydi. Ölümden kaçan insanları koruma altına aldık, kamplara yerleştirdik. Şu anda bu mesele kısa vadede çözülmeyecek gibi gözüküyor. Orta vadeli bir takım planlamalar içerisinde girmemiz gerekiyor. Sayın Başbakanımızın talimatı ile bir strateji belgesi hazırlıyoruz. İskan meselesinden vatandaşlık meselesine kadar bu mesele kapsamlı olarak ele alınmalıdır."
"YENİ GÖÇ DALGASI AVRUPA'YI DA VURUR"
Yeni göç dalgalarının yaşanmaması için diplomatik çabanın önemli olduğuna da vurgu yapan Yalçın Akdoğan, "Yeni göç dalgalarının yaşanmaması için diplomatik çaba lazım. Bombardıman, katliam devam ederse, insanların üzerine ölüm yağdırılırsa yeni göç dalgaları olacak demektir. Bunu durdurmanın yolu Esed rejimi başta olmak üzere işbirliği içerisinde olduğu Rusya'ya dur demek gerekiyor. Diplomatik baskı olmazsa, ölümler ve yeni göç dalgası devam eder. Sınırın karşısındaki kamplarda 100 bin kişi yaşıyor, yine Azez'de 100 bin kişi daha yaşıyor. Kötü senaryoda 100-150 bin, daha kötü senaryoda 600 bin insanın Türkiye'ye gelmesi demektir. Yeni göç dalgası başlarsa bu Avrupa'yı da vurur. Bunun için yardımlaşma ve dayanışma gerekiyor. Suriye'de katliamların, bombardımanın durdurulmasıyla ilgili ciddi diplomatik çaba gerekiyor."
41 BİN ÇADIR GÖNDERİLDİ
Akdoğan, 93 bin nüfuslu Kilis'te 127 bin Suriyeli bulunduğunu da hatırlatarak, yabancı düşmanlığı yapan Avrupa'nın Kilis'i örnek alması gerektiğini söyledi. Sınıra gelişlerin başlamasının ardından AFAD ve STK'lar tarafından Suriye tarafına 41 bin çadır ile binlerce battaniye gönderildiğini dile getiren Akdoğan, yine Türkiye sınırına yakın noktadaki 9 kampta kalan Suriyelilerin tüm ihtiyaçlarının Türkiye'den karşılandığını, kimsenin mağdur edilmeden kucaklandığını kaydetti.

FOTOĞRAFLI