MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, milletvekili emekli aylıklarına yapılan zamma ilişkin düzenlemeyi değerlendirirken, "Bir milletvekili olarak, bu işi para, maaş için yapan insanlar olarak görülmek, boğazıma düğümleniyor" dedi.

Vural, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, bir yandan Türkiye’nin
terörle mücadele ettiğini, diğer yandan Başbakan Yardımcıları Beşir Atalay ile
Bülent Arınç’ın, "terör örgütünün siyasal amaçlarını meşrulaştırmak için atım
attığını" iddia etti.

"Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?" diye soran Vural, Arınç ve
Atalay’ın ortaya koyduğu görüş ve düşüncelerin, "PKK ve KCK’nın, arzu ve
isteklerinden öteye bir anlam taşımadığını" savundu.

Vural, "PKK’nın istek ve arzularını yerine getirmek için Arınç, bunun
sözcüsü konumuna düşmüştür. Maalesef cahiliye döneminin ırkçı, kavmiyetçi
yaklaşımını bugüne taşıyarak, ihtilafları kaşıyıp, fitne, fesatın çıkmasını,
birlik, bütünlüğün bozulmasını, demokratik bir adım olarak göstermektedir. Hiç
olmazsa Mehmet Akif Ersoy’u okusaydın" diye konuştu.

AK Parti’nin, "yeni bir açılım, Habur safhası doğrultusunda, PKK’nın
siyasallaşması için adımlar atmak istediğini, ırkçı düşünceleri, siyasal pusula
olarak ortaya koymaktan çekinmediğini" ileri süren Vural, özetle şunları
kaydetti:

"KCK’yı yapanlar ile Arınç’ın düşüncesi arasındaki fark nedir? Bülent
Arınç, Türk milletini tasfiye etmek isteyen bir zihniyetin, tasfiye memuru gibi
davranıyor. Sen kimsin ya? Genel Başkanımızın bu konudaki tavrına, ’kart-kurt...’
Sen gak guk eden bir adam, garip bir adam. Bir de kalkmış hinlik yapıyor.
’Allah’ın tanıdığını, Bahçeli tanımıyor’ diyerek, dil uzatıyor. Sen kimsin.
Peygamber efendimizin kavmiyetçi, ırkçı yaklaşımlarını dışladığı bir düşünceyi,
bugün Türkiye’ye bir çözüm olarak sunan, siyasal Kürtçülüğün ve ırkçılığın
daniskalığını yapıyorsun. Bu vuvezala siyasetçisi, artık bu milletin milli
kimliğine hakaret etmekten, bu milletin adını, bu coğrafyadan silme
girişimlerinden vazgeçmelidir."

-"Su içme yeri değil, su dağıtma yeri"- 

Vural, milletvekili emeklilik aylıklarına yapılan artış düzenlemesine
yönelik soruları da yanıtladı.

MHP’nin kanunun tümüne "hayır" dediğini ifade eden Vural, toplumda bu
konuda haklı bir hassasiyet oluştuğunu söyledi.

Vatandaşın bu konudaki rahatsızlığını haksız görmediğini belirten Vural,
"Sayın Cumhurbaşkanı’nın önüne gitti yasa. Bu rahatsızlıklar çerçevesinde sporda
şiddet, şikeye yönelik ’rahatsızım’ diyen Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu konunun,
parlamentoda yeniden değerlendirilmesi için anayasadan kaynaklanan yetkisini
kullanabilir. Sayın Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı’nın gördüğü haklılıklar ve
ihtiyaçlar çerçevesinde bir değerlendirme yapıp, bunu parlamentoya tekrar
gönderme imkanı vardır. Ondan sonra süreç, bu şekilde değerlendirilir. Bir
milletvekili olarak, bu işi para ya da maaş için yapan insanlar olarak
gösterilmiş, görülmüş olmaktan bunlar boğazıma düğümleniyor" diye konuştu.

Vural, yapılan düzenlemenin tamamen Hükümetin bilgisi ve inisiyatifiyle
olduğunu söyledi.

MHP’li Vural, milletvekilliğinin, su içme yeri değil, su dağıtma yeri
olduğunu dile getirdi.

-Bir süre konuşamadı- 

MHP’li bir milletvekilinin aylık harcamalarına ilişkin sosyal paylaşım
sitesinde yer alan açıklamalarının anımsatılması üzerine Vural, "650 lira..."
diye sözüne başladı ancak konuşmasını tamamlayamadı. Bir süre yutkunan Vural,
daha sonra sözlerine, "Biz buraya kendi geçimimizi değil, milletin geçimini
temin etmeye geldik. O milletvekili, aldığı maaşı burs olarak dağıtıyor. Sayın
milletvekilinin ifadesi, biraz amacını aşmıştır. Benzin parasını ödeyemediği için
tüpe çeviren milletvekilleri, sıkıntılar vardır... Bu milleti temsil etmek, maaşa
mı bağlı? Allah’a şükür, bize verilen imkanlar da şükredeceğimiz imkanlardır"
diye devam etti.

Emeklilerin 650 lirayla geçindiğini, milletvekiline bunun yetip
yetmeyeceğine ilişkin soruya Vural, "Bu millete yetmediğine göre...Eğer yetmesi
gerekiyorsa da yeter. 680 lirayla geçinmesi gerekiyorsa, elbette geçinilir"
karşılığını verdi.

Vural, sabah annesini ziyareti sırasında, annesinin de "Böyle bir
düzenleme nasıl oldu?" diye kendisine sorduğunu anlattı.