Öykü Altuntaş / İstanbul, 22 Haziran () - Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu, Türkiye’nin yüzde 1’de seyreden uluslararası doğrudan yatırım payını ve yatırımcı güvenini artırmak için AB hedefini koruması gerektiğini vurguladı.
’ya konuşan Tankut Turnaoğlu, Türkiye’nin AB ile olan müktesebatının 2004’ten beri yatırımlarda büyük mesafe kat ettirdiğini belirterek, Türkiye’ye “AB çıpasından vazgeçmemesi” çağrısı yaptı.
YASED tarafından dün açıklanan Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) 2016 Dünya Yatırım Raporu’nda, Türkiye’nin uluslararası doğrudan yatırım (UDY) girişlerinden aldığı payın 2015’te yüzde 1’de kalmaya devam ettiği belirtildi.
Raporu ’ya değerlendiren Turnaoğlu, “AB ile olan müktesebatımız 2004’ten beri olan dönemde bize çok mesafe kat ettirdi. Bunun hızlanarak devam etmesi, daha çok faslın açılması lazım. Bugün AB’ye girmiyor olsak bile, bu fasıllarla hukuksal ve yasal altyapımız AB’yle uyumlu hale geldiğinde, muhakkak uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye güveni artacaktır” diye konuştu.
Peki 2015’te AB ile mülteci anlaşması ve vize serbestisi tartışmaları ile canlanan, ancak son dönemde duraksayan üyelik süreci, UDY payını 2016’da nasıl etkiler?
Turnaoğlu, “Politik söylemler önemli ama bunlar üzerinden bu tip köklü ve stratejik ilişkileri kısa vadeli değerlendirmek lazım” dedi. Türkiye’nin Avrupa ile entegrasyonunun “çok güçlü” olduğunu vurgulayan Turnaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün ihracatımızın yüzde 50’sinden fazlasını Avrupa’ya yapıyoruz. Özellikle ticaret kanunları açısından hukuksal anlamda da entegreyiz. Avrupa topluluğuna üye olmasak da, AB yanında güçlü bir ülke ve müktesebatına sahip olarak, Avrupa ile paralel yasal, yönetsel sisteme sahip olarak çok güçlü bir ekonomik gelişim gösterebiliriz. Türkiye’nin 2004’ten beri gösterdiği gelişimde, AB üyelik sürecinin ciddi payı var. Önemli olan, bu yoldaki gelişimi ivmeli şekilde tutabilmek.”
Türkiye’nin küresel düzeyde yüzde 1 olan UDY payına ilişkin Turnaoğlu, “Bardağın dolu bölümüne bakarsak Türkiye’nin dünyada geçen sene uluslararası yatırımı yüzde 38 olduğu dönemde bu yüzde 1’i tutabilmesi aslında bir başarı” dedi ve yatırımların 2015’te yüzde 36 artarak, 16.5 milyar dolara ulaştığını yineledi.
Turnaoğlu, bunun 2008 krizinden beri kaydedilen “en yüksek nokta” olduğunu belirtirken, “Ancak Türkiye arzu ettiği ilk 10 ülke hedefine çıkmak istiyorsa yüzde 1 değil de yüzde 3’ü hedeflemeli” diye de ekledi:
“Bugün biz Asya’da beşinci ülkeyiz ve üstümüzdeki Hindistan, yüzde 3 civarında uluslararası yatırım çekiyor. Türkiye için en önemli fırsat, uluslararası şirketler açısından bir merkez olarak konumlandırılmasının önünü açacak bazı yasal ve yönetsel değişiklikler.”
Turnaoğlu, “Türkiye’yi Ar&Ge, üretim, lojistik ve hizmet merkezi olma konusunda, diğer bölgesel merkez konumuna sahip Dubai, Singapur, Viyana, İrlanda gibi ülkelerle rekabetçi hale getirecek bazı açılımların yapılması gerekli. Bir dakika kaybedecek vaktimiz yok. Yüzde 3’e ulaşmak istiyorsak ön almalıyız” dedi.
“Yatırımcı politik istikrar, hukuk güvenliği istiyor”
Tankut Turnaoğlu, bu payın artmasının önündeki en önemli engelin, Türkiye’nin “yapısal değişimler” konusunda diğer ülkelere nazaran yeterince hızlı yol alamaması olduğunu ifade etti. Turnaoğlu, “Dışarıya dönük, daha rekabetçi, uluslararası yatırımcının daha kolay, öngörülebilir şartlarda yatırım yapabileceği bir çerçeve sağlamak faydalı olacaktır” dedi.
Peki yatırımcı hangi “öngörülebilir şartları” gözetiyor?
Turnaoğlu’na göre, uluslararası yatırımcıların aradığı parametreler “politik istikrar, ekonomik istikrar, beşeri şartlar ve kültürel şartlar”.
YASED Yönetim Kurulu Başkanı, “Türkiye aslında belli bir ekonomik istikrara sahip. 29 çeyrektir büyüyen bir ülke ve Avrupa’da bu konuda en hızlı büyümeye sahip. Bunun için de hala Türkiye’ye uluslararası yatırım yüzde 1’i sürdürebiliyor” dedi ve ekledi:
“Politik ve ekonomik istikrarın yanında, beşeri şartlar, özellikle kalifiye bir iş gücü ve bu konudaki yapısal gelişimlerin sağlanması çok önemli. Politik istikrarda ise hukuk güvenliği ve bunun öngörülebilir olması, yatırımcılar için önemli.”
Kayyum atamaları: “AB müktesebatına aykırı bir düzenlemenin etkisi negatif olur”
Yatırım güvenliği için şeffaflık ve öngörülebilirliğin ana parametreler olduğunu söyleyen Turnaoğlu, TBMM'ye gönderilen kayyum atanması düzenlemesine ilişkin ise şu yorumu yaptı:
“Bu öngörülebilirlikten bizi geriye götürecek ve özellikle AB müktesebatına aykırı bir düzenlemenin etkisi tabii ki negatif olur. Bu konuda TÜSİAD’ın kaygılarını önemli buluyor ve bu süreci yakınen izliyoruz.”
TÜSİAD’ın Cuma günü yapılan yazılı açıklamasında, "Kayyum atanması ile ilgili düzenlemenin, başta ticaret hayatı ve özel mülkiyet hakkı alanlarında olmak üzere doğurabileceği önemli riskler açısından yeniden değerlendirilmesine ihtiyaç vardır" denildi.
İran’a ihracat Türkiye’den yönetilecek
İstanbul Sanayi Odası, 500 büyük firma araştırması sonuçlarına göre, 2015’te 500 sanayi şirketinin 148’inde yabancı ortak bulunurken, geçen yıl bu sayı 125’e geriledi. Ayrıca, yabancı ortaklıların satış hasılat, brüt katma değer, ihracat ve üretimden satışları gibi bütün temel kalemlerde payları geriledi.
İSO verilerini sorduğumuz Turnaoğlu ise, “Yabancı sermayeye sahip şirketler bir önceki seneye göre ihracata olan payını aynı tutmuş, hatta yüzde 41 civarına yükselmiş. İstihdama olan etkisini de 27’den 31’e çıkarmış. Bu verilere baktığımızda, aslında çok ciddi anlamda etki sürüyor. Ama yıldan yıla üretime olan yatırımlar farklı olabilir” dedi.
İran'a uygulanan ambargonun kaldırılması ise, Turnaoğlu’na göre, bu konuda bir “ivme kazandırıyor”:
“Bazı üyelerimiz İran’ı Türkiye’den yönetme ve buradan İran’a ihracat yapmayı seçme konusunda karar verdiğini görüyoruz. Bunun da muhakkak rakamlara yansıması olacaktır.”
(Fotoğraflı)

Kaynak: dha