Öykü Altuntaş / İstanbul, 19 Ocak () – Paris’te gerçekleşen BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP21) kabul edilen iklim anlaşmasının ardından, küresel enerji politikaları kömürden vazgeçmeye başladı. Çevrecilere göre, Türkiye de COP21 yaptırımlarından payını alacak ve kömüre dayalı enerji santrallerine yoğunlaşmanın önü alınacak.

’ya konuşan Yeryüzü Derneği’nden Aytaç Tolga Timur, geçen yıl finansal piyasalarda ortaya çıkan gelişmeler ve kömürlü termik santrallerin çevresel ve sağlık alanındaki etkileri sonucunda, birçok ülkede yenilenebilir enerji politikalarına dönüldüğünü belirtti. 

Ancak Timur’a göre, yenilenebilir enerji potansiyeline rağmen Türkiye’de “kömür lobisi” gücünü koruyor.

“Türkiye’de çok yoğun bir termik santral planlaması var” diyen Aytaç Tolga Timur, Paris İklim Zirvesi'nde imzaladığı anlaşmaya istinaden, Türkiye’nin kömüre dayalı politikalarını değiştirme ve karbondan arındırılmış bir gelecek sunma yükümlülüğü olduğunu hatırlattı.

Öte yandan Timur, BM’nin termik santral güvencelerini kaldırması, borsa değerlerinin düşmesi ve bankaların yeni kredileri kabul etmemesi sebebiyle “termik santrallerin yapılamayacağını” ve imzaya rağmen sürdürülen projelerin büyük oranda duracağını ifade etti.

"Türkiye, küresel dönüşümden bağımsız kalamayacak"

“Kömür global ölçekte öldü” diyen Timur, bankaların ket vurması sebebiyle Türkiye’nin de bundan bağımsız kalamayacağı görüşünde.

Uzmanlara göre, “artık küresel düzeyde daha az kömür alınıp satılıyor”. Ayrıca 2014’te daralmaya başlayan küresel kömür ticaretinin 2015 yılında da azalmaya devam ettiği tahmin ediliyor.

Örneğin, kömür piyasalarının en büyük aktörlerinden Çin’de, Ocak ile Ekim 2015 arasında kömür talebi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 azaldı.

Dünyaca ünlü finans şirketi Moody’nin analizinde de, “deniz aşırı pazarlarda talepten yüzde 10 daha fazla kömür üretimi yapılmış olabileceği ve bunun kömür fiyatlarının çakılmasına sebep olduğu” ifade edildi. Bir başka analizde, kömüre güvenin de azaldığı belirtildi.

Bunun yanında, kömür madenciliği yapan şirketlerin son beş yılda, hisse senetlerinde büyük çöküşler ile karşılaştığı vurgulandı. Örneğin dünyanın en büyük kömür üreticilerinden Anglo-American, Temmuz 2015’te Avustralya ve Güney Afrika’daki kömür madenlerini kârlılıkları düştüğü için satma ya da kapatma kararı aldı.

Çevrecilere göre, kömür dışında yatırımı olmayan şirketler için "gelecek oldukça karanlık görünüyor" çünkü düşen kömür fiyatları, ithalatı karsızlaştırıyor ve kömür şirketlerinin batmasına sebep oluyor. Bu bağlamda, ABD’nin kömür endeksine göre, kömür şirketleri son dört yılda yüzde 97 kaybetti.

Kömür inşaatları duruyor, santraller kapatılıyor

Bunun yanında, kömür inşaatlarının durdurulduğu ve termik santrallerin özellikle gelişmiş ülkelerde peş peşe kapatıldığı bildirildi.

Önreğin endcoal.org’un analizine göre, yeni kömür santrali planları, Hindistan, Çin ve Güneydoğu Asya’da yoğunlaşırken, AB, ABD ve Kanada’da ise yatırımlar giderek azalıyor.

Bu bağlamda, son beş yılda, 1,083 kömür termik ünitesi devreye girerken, tam 855 proje iptal edildi.

Çevrecilerin Paris Zirvesi sırasında da vurguladığı yenilebilir enerji çağrıları da, karşılık bulmuş görünüyor.

Açıklamaya göre, kömür pazarının ana aktörleri olan Hindistan, Çin ve ABD’de 2007’ye göre güneş kurulu gücü 15 katına, rüzgar yatırımı ise 3 katına çıktı. Güneş sektörüne yüzünü dönen ABD’de, güneş şimdiden kömür madenciliğinden yüzde 77 oranında daha fazla iş yaratıyor.

Financial Times gazetesinin ifadesine göre, “Kral Öldü - Paris, Kömür’ün tabutuna son çiviyi çaktı”. Gazete, Paris Anlaşması’nı “kömürün boyundaki ilmeği sıkan bir uluslararası bir mevzuat” olarak yorumlamıştı.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) da, bu gelişmeler ışığında kömür büyüme tahminini “iklim değişikliğini hedefleyen küresel çevre politikaları kömür talebini uzun vadede daha da azaltacak” şeklinde değiştirdi ve Paris Anlaşması’nın “kömür üzerinde, diğer fosil yakıtlardan bile çok daha fazla ciddi etkileri” olacağına dikkat çekti.