Edirne'de Keşan Kent Konseyi Başkanı Dr. Uğur Özdağlı, yazılı bir açıklamayla İl Genel Meclisi üyelerini Keşan ve Trakya'daki çevre, tarım ve mera sorunları karşısında sorumluluk almaya davet ederek, 'Bu mesele artık yalnızca çevre değil, toprak ve gelecek meselesidir' dedi.

Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) - Keşan Kent Konseyi Başkanı Dr. Uğur Özdağlı, Keşan ve Trakya genelinde tarım arazileri, meralar ve orman alanları üzerinde artan baskılara dikkat çekerek İl Genel Meclisi üyelerine yönelik kapsamlı bir yazılı açıklama yayımladı. Özdağlı, İl Genel Meclislerinin belediye sınırları dışında kalan alanlarda en yetkili ve hayati yerel karar organları olduğunu vurgulayarak, bu kurumların sorumluluklarını görmezden gelmelerinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Başkentte yılbaşı coşkusu Kızılay Meydanı'nda
Başkentte yılbaşı coşkusu Kızılay Meydanı'nda
İçeriği Görüntüle

İl Genel Meclislerinin yalnızca yol ve altyapı hizmetleriyle sınırlı olmadığını belirten Başkan Özdağlı, 'Bu meclisler köylerin, meraların, tarım arazilerinin ve orman çevrelerinin asli koruyucusudur. Meralar kamu malıdır; hayvancılığın bel kemiğidir. Bu alanların taş ocağına, madene veya enerji projelerine açılması köylünün geleceğini yok etmektir' dedi.

Taş ocakları, madenler ve enerji projelerinin belediye sınırları dışında İl Genel Meclisi onayı olmadan ilerleyemeyeceğini hatırlatan Özdağlı, 'Yetkimiz yok' söyleminin hukuki bir gerekçe değil, sorumluluktan kaçış olduğunu vurguladı. ÇED süreçlerinde verilen görüşlerin mahkemelerde belirleyici olduğunu ifade eden Özdağlı, bu nedenle alınan her kararın tarihsel sorumluluk taşıdığını kaydetti.

Mera, tarım alanı ve orman vasfı taşıyan arazilerin ancak zorunluluk ve kamu yararı şartlarıyla tahsis değişikliğine konu olabileceğini belirten Özdağlı, içme suyu havzaları, arıcılık sahaları ve hayvancılık alanlarının yaşam hakkının bir parçası olduğuna dikkat çekti. Mezarlıklar ve kutsal alanlar çevresinde yürütülen madencilik faaliyetlerinin ise anayasal hak ihlali olduğunu ifade etti. Trakya'da yaşanan sürecin basit bir çevre sorunu olmadığını vurgulayan Özdağlı, 'Bu, vatan toprağının ve gıda güvencesinin savunulmasıdır. Köylüler dava açmak, rapor hazırlatmak zorunda bırakılıyor. Devletin yapması gerekeni yurttaş kendi imkânlarıyla yapıyor' dedi.

Bakanlıkların ÇED süreçlerini sahadan uzaklaştırarak şirketlerle halkı karşı karşıya getirmemeyi gerekçe gösterdiğini, bunun ise talanı hızlandırdığını savunan Özdağlı, İl Genel Meclisi üyelerine 'Bu sessizlik tarafsızlık değildir. Sizler şirketlerin değil, köylünün hakkı için seçildiniz. Bugün alınacak ya da alınmayacak kararlar, yarın Trakya'da tarımın mı kalacağını yoksa çorak bir coğrafyanın mı bırakılacağını belirleyecektir' diyerek açık çağrıda bulundu.

Kaynak: RSS