İlk aylarda çocuğun bakımı, beslenmesi gibi nedenlerle anne, çocuk için babadan daha önemli pozisyondadır. İlerleyen zamanlarda babanın varlığı da çocuk için önem kazanır.

Bütün gün anneyle olan çocuk için akşamların ayrı bir önemi vardır. Akşam olunca annesi kadar onu seven ve onunda çok sevdiği bir birey gelir. Onunla farklı ilgilenir, farklı oyunlar oynar, farklı dokunur, farklı bir ses tonu vardır. Ona zarar vermez, kucağına alır, tepesinde gezdirir,”koçum, aslanım veya meleğim, prensesim” der. Çocuğa değer verir, ona zaman ayırır.

Çocuk ayrı sever babayı. Onun için annesi de olmasa olmaz, babası da. Babanın yanında daha güvende hisseder, sanki herkese meydan okur. Bazen duyarız ya çocuklardan “seni babama söyliceem” Babasının çok güçlü olduğunu, hiç kimseden korkmadığını düşünür.

Disiplin açısında bakınca da çoğu kez akla ilk önce “baba” gelir. Çocuğun sağlıklı psikolojik gelişiminde babanın kurallarının daha hoşgörülü ve yapılabilir olması gerekir. İnatla çocuktan söylediğini yapmasını beklememeli.”Ben babayım, nasıl yapmaz benim dediğimi” şeklindeki bir yaklaşım doğru olmaz.

O an ısrarcı olmak iki tarafı da yıpratır. Burada doğru düşünmesi beklenen babanın, olayı zamana bırakması daha doğru olur. Anne de baba da çocuğuyla inatlaşmamalı. Bazen çocuğun dediği olmalı. Ona hak tanımalı.

Çocuğu ile yalnız akşamları değil, her boş zamanında ilgilenmeli. Anneden gizli bazen alışverişe gitmeli, sinemaya, parka… Baba ve çocuk ne kadar zaman geçirirlerse o kadar birbirlerini tanıyıp güvenirler. Yanlış bir şey duyduğunda “hayır benim babam karıncayı bile incitmez veya benim çocuğum çok merhametlidir, tanıyorum onu” diyebilecek yakınlık kurulabilmeli.

Fransa da yapılan bir araştırma, eğitim ve ilgiyi yalnızca annesinden gören, babanın ilgilenemediği çocuğun daha sık hastalandığını saptamış. Yine araştırma babanın, çocuğun zihinsel gelişiminde önemli rol oynadığı, çocuk 6 aylıkken babanın etkisini hissettiğini söylüyor.

Çocuk kendisi için yapılanı hiç unutmaz.

Sonsuz sevgi ve muhabbetler