MEB, telafi eğitimi için telafidebendevarim.meb.gov.tr üzerinden telafi eğitimi için yapılabilecek etkinlik planı örnekleri yayınlamış. Ayrıca sayfada resmi yazı ve uygulama esasları da var. Etkinlikleri inceledim, güzel çalışmalar planlanmış.

Aklımda kalan sorularla devam edeyim; bu planları kim uygulayacak? Etkinlikleri uygulayacaklar belli mi yoksa telafi başlayınca mı belli olacak? Benim bildiğim eğitimin bir çerçevesi olur, eğitimi verecek kişi planını yapar ve uygular. Ama burada planlar belli ve uygulamak düşüyor sadece eğitimciye. Peki, bu planları uygulayacaklar için bir yeterlilik şartı aranacak mı? Gönüllülükten bahsediliyor sürekli. Bu gönüllülük esası ile isteyen/gönüllü olan (Gönüllülük, maddi bir karşılık beklemeden yapılır. Gönüllü olarak çalıştırmayı düşündüğünüz eğitimcilere ücret vermeyecek iseniz bu da angaryaya girer, insanların iyi niyetini sömürüye girer) her öğretmen bu eğitimleri verebilecek mi?

Kâğıt üzerinde bakınca her şey yine harika, isteyen her öğrenci her istediği şehirde, istediği mahallede, en yakınındaki okula başvurarak telafi programından yararlanabilecek. Bizim de istediğimiz her okuldaki çocuk yüzme dersleri alabilsin, tenis oynayabilsin, kütüphanelerden yararlanabilsin, bilgisayarlarda çalışabilsin, doğa yürüyüşleri yapabilsin. Ben sıradan bir insan olarak, bir öğretmen olarak, bir ebeveyn olarak bunları hayal edebilirim. Ancak bakanlığın hayalden öte gitmesi gerekir.

Şimdi etkinliklerin yapılabilmesi için başka kurumlarla iş birliği yapılıyormuş, bu güzel. Ne kadar etkili olacağını merak ediyorum. Çünkü yıllar önce çalıştığım ilçede bulunan yüzme havuzundan öğrencilerimin en azından ayda bir kez yararlanabilmesi için girişimde bulunmuştum da bana “olmaz ki, size izin verirsek herkes ister, kaldıramayız” demişti dönemin belediye başkanı. Keşke herkes de isteseydi. Her çocuğun yüzme öğrenmesi lüks müdür?

Dedim ya düşünce güzeli planlar alımlı. Ama bunları kim uygulayacak, gerçek yaşama uygulamak için alt yapımız, kişisel yeterliklerimiz var mıdır? Yoksa tıklanma rekoru kırdığımız gibi başvuru rekoru mu kıracağız? Bunu zaman gösterecek.

Telafi eğitiminin bir yıldan daha uzun süreceği belirtildiği için aklımda başka fikirler oluştu. Herkes bilir; spor kulüpleri her yıl bazı okullarda spor okulları açar. Oraların salonlarını belli saatlerde kiralar ve öğrenciler de bu spor okullarına ücret ödeyerek devam eder. Herkes bir şekilde kazanır. Ama çocuğun yakınında böyle bir mekan ve yatırım yoksa yararlanma şansı da yoktur. Yani bulunduğunuz yer kaderinizdir. Çocuklarını sporla ya da herhangi bir sanat dalıyla uğraştıran aileler bunun ne çeşit bir işkenceye dönüştüğünü iyi bilir. Çünkü kendi olanakları ile devam ettirir. Her okulda spor ve sanat için uygun mekanlar ve yeterlik sahibi kişiler yoktur.

Anladığım kadarıyla, bir çevrede farklı kurumlara ait bu tür mekanlar çocukların kullanımına açılacak. Tabi aynı spor kulübü mantığı ile isteyen çocuk istediği etkinliğe kayıt yaptıracak ve devam edecek. Ancak çevresinde ne varsa onunla yetinmek zorunda. Tabi böyle bir mekan vardır da eğitim verecek kimse yoktur o da başka bir şanssızlık.

Çocukların iyi olma halini önemsiyoruz. Gerçekten bütün çocuklarımızın adil olarak her tür eğitim ortamından yararlanmasını istiyoruz. Başka türlü bir telafi mümkün değildir zaten. Eğitimde sadece salgın sürecinde değil uzun yıllardır kaybettiklerimizi telafi etmenin yolu her çocuğa adil eğitim ortamları sunmaktır. Her çocuğa tablet dedik, ücretsiz internet dedik, adil eğitim şartları dedik, dediğimizle kaldık. Şimdi de başka şeyler söylüyoruz.

Ve Öneriyorum; belediyeler kendi sınırları içinde her mahalleye spor salonu ve yüzme havuzu yaptırsın. Bilgisayar sınıfı ve kütüphane oluştursun. Bazı yerlerde kültür merkezi olarak açılan yerler var. Buraları pek ala çocuklar için eğitim ortamı haline dönüştürmek mümkün. Okullarla işbirliği yapılarak, her çocuğun bu ortamlardan yararlanması sağlanabilir.

Şimdi biliyorum ki birçok yerel yönetim biz bunları zaten yapıyoruz diyecek. Çocuklara yönelik ücretsiz yaz kursları vs. açıyoruz diyecek. Haklılar, yapanlar var.

Öyleyse konu başka bir yere geldi; yoksa zaten yapılan bu kursların adını “telafi eğitimi” olarak değiştirerek yeni bir şey yapıyormuş havasına mı gireceğiz?

Gerçekten tüm çocuklara ulaşacağımız ve onların iyi olma hallerini destekleyeceğimiz okullarımız olacak mı? Çocuklarımızın çocukluklarından çaldıklarımızı telafi edebilecek miyiz?

İLKAY KUMTEPE/12.6.2021