Kendisinden  rendavu alıp  ziyaret  ettiğimiz Pozitif  Güvenlik  Genel Müdürü Hüseyin Candan ile Röportaj yapmak istedik

Aydınses Gazetesi olarak Özel Güvenlik  sektörünün  sorunları hakkında kendisinden  bilgi almak istedik. Görevinde zerre kadar yorulmamış, anladığım kadarıyla görevini severek zevkle yapıyor. Özel Güvenlik Sektöründe  hizmet etmek istediği samimiyetinden belli. 

Söyleşimize konu olan sorunların bir an önce çözüme kavuşmasını diliyor, Bize zaman ayırdığı ve Özel  Güvenlik Sektörünün   sorunlarını bize anlattığı için kendisine teşekkür ediyoruz.

Hüseyin Candan kimdir?  Kendinizi tanıtabilir misiniz?
 İzmir doğumluyum, Aslen Giresun’luyum. İlk, Orta ve Lise eğitimimi İzmir de tamamladıktan sonra Lisans eğitimi için İstanbul’a geldim ve ikamet olarak da İstanbul’da yaşamaya devam ettim. Asıl mesleğim Yatırım danışmanlığı yine bu mesleğimin yanı sıra Profesyonel Bina ve Tesis yöneticiliği alanında ve yine Özel Güvenlik sektöründe faaliyet göstermekte olan iki şirketim var. Evli ve bir çocuk babasıyım.

Pozitif  Güvenlik  hakkında  bilgi   verebilir misiniz? Pozitif  Güvenliğin  sektör  içindeki   yeri  nedir?
 Pozitif güvenlik yaklaşık 4 yıl önce yakın bir ahbabımın telkinleriyle kurulmuş olan bir şirket. Sektöre ilk girdiğimde çok fazla bilgi birikim sahibi değildim fakat zamanla piyasayı ve sektörü daha yakından tanıma ve analiz etme şansına sahip oldum.

Özellikle Özel Güvenlik Yasası (5188) çıktıktan sonra biraz daha derli toplu hale gelmiş fakat hala bir çok eksiği bulunan bu sektörde bizlerde diğer saygın firmalar gibi hizmet yarışı içerisine girdik.

Pozitif güvenlik olarak gerek özel gerekse de kamu alanında bir çok kurum ve kuruluşa hizmet vermekteyiz. Bunların içerisinde Özel ve Devlet Hastaneleri, Okullar, Site ve Toplu Konut yaşam alanları, Fabrikalar ve Alış Veriş Merkezleri daha yoğun yer almaktadır. Müşterilerimize sadece Fiziki güvenlik alanında değil, CCTV Kamera takip sistemleri bazında da hizmet sunuyoruz.

Bu sektörde kaç  Güvenlik şirketi  şirket var?
Bu soruyu iki guruba ayırarak cevaplamak gerek diye düşünüyorum, İlk grupta kurulduğu günden bu yana sektörde devamlılığını sürdüren, ilkeli, saygın şirketler, ki bunların sayısı ortalama 100 – 150 arası. İkinci grup ise yine hizmet etmek ve saygın şirketler arasında yer almak adına kurulmuş fakat zaman içerisinde çeşitli nedenlerle faaliyetlerine son vermiş şirketler. Maalesef bu şirketler sektörde mevcut şirketlerin %80’ini oluşturmaktadır.

Özel  Güvenlik  eğitimi de  veriyor musunuz?
 Sertifika bazında bir eğitim okulumuz yok, ancak göreve yeni başlayacak veya çalışmaya devam eden tüm personellerimize konusunda uzman arkadaşlarımız belirli periyotlar halinde eğitim vermekte ve bu şekilde hizmet kalitesini sürekli yukarıda tutmaktayız.

Şu anda  kaç  elemanınız var, sizin için yeterli midir? Eleman temininde  sıkıntı oluyor mu?
 Şu an mevcut kadromuz yaklaşık 150 civarında, bu rakam elbette yeterli değil, sektörde var olmak, söz sahibi firmalar arasında tutunabilmek adına bu sayıyı hizmet kalitemizi bozmadan sürekli arttırmak amacındayız.


Güvenlikle  İlgili  özel bilgi ve  belgeleri nasıl muhafaza  ediyorsunuz? Bu  sizin için risk oluşturmuyor mu?
Her sektörde olduğu gibi bizim alanımızda da gizlilik fevkalade önemli. Müşterilerimizin açısından vakıf olduğumuz gerek özel gerekse de ticari sırlarını saklamak konusunda gerekli hassasiyet ve özeni azami derece de gösteriyoruz.

 Özel Güvenlik  elemanlarının  çalıma  saatlerini  nasıl ayarlıyorsunuz ? haftalık  izinlerini  nasıl ayarlıyorsunuz?
Görev yapan tüm personellerimizi iş kanununun ilgili maddelerine bağlı kalarak, yine kanunun ön gördüğü ölçülerde çalıştırıyoruz.

Bu sektörde sizi en fazla rahatsız eden şey ne?
Üzülerek belirtmeliyim ki Güvenlik sektörünü yeterince ciddiye almıyoruz, Örneğin; her hangi bir tasarruf tedbiri alınması söz konusu olduğunda akla gelen ilk veya ikinci öncelik Güvenlik oluyor. Güvenlik konusunda yeterli duyarlılığı maalesef göstermiyoruz. Başımıza kötü bir şey gelmeden (hırsızlık, sabotaj v.b) güvenliğin önemini anlamamız gerekiyor.

Yine haksız rekabet sektörün en büyük problemlerinden bir tanesi, Maalesef müşterilerimiz işin hangi personelle, ne şekilde yapılacağından ziyade en ucuz yapan firmaları tercih ediyorlar. Haliyle böyle olunca hizmet kalitesi de çok aşağıya düşüyor.

Risklere karşı  ne gibi  önlemler  alıyorsunuz?
Pozitif Güvenlik olarak Özel güvenlik hizmetlerini verirken risk oranı yüksek bir sektörde hizmet verdiğimizin farkındalığıyla, kamu düzeninin sağlanması adına genel kolluğa yardımcı kolluk olma bilinciyle 365 gün, 24 saat faaliyetlerimiz aralıksız devam etmektedir.  

Öncelikle hizmet vereceğimiz kuruluşa dönük olarak konusunda uzman personellerimizle risk raporu hazırlıyoruz, hazırlamış olduğumuz bu rapor doğrultusunda müşterimize hangi yer ve bölgelerin risk teşkil ettiği, alınması gereken önlem ve tedbirleri yazılı olarak sunuyor ve bu konuda müşterilerimize yardımcı oluyoruz.

Özel Güvenlik  ihaleleri  sizce  adaletli oluyor mu yoksa  kayırmacılık var mıdır?

 Maalesef bu konuda sektörde ki her kuruluş gibi bizde yeteri kadar muzdarip oluyoruz. Her şeye rağmen gerekli düzenlemeler ve değişikliklerin yapılacağını ve eşit rekabet ortamının sağlanacağı konusuna olan inancımızı canlı tutuyoruz.

Kamu  kurumu  ihalelerine  girebiliyor musunuz?  Kamu  ihalesinde  şansınız  nedir?
 Bu konuda seçici davranıyoruz, hepsine olmasa da katılmayı uygun gördüğümüz ihalelerde mutlaka yer alıyoruz.

Emniyetin Güvenlik  şirketlerinin  denetimlerini  yeterli  buluyor musunuz?
 Emniyet teşkilatında ki arkadaşlarımız bu konuda ellerinden gelen bütün gayret ve özveriyi gösteriyorlar. Bence burada ki asıl soru emniyet birimlerinin bizleri ne şekilde denetlediğinden çok, Özel güvenlik şirketleri Emniyet birimlerine ne kadar yardımcı olabiliyor olmalı.

Aydınses okuyucularımız adına size çok teşekkür ederiz. Son olarak  Aydın Ses aracılıyla okuyucularımıza, Özel Güvenlik  Sektörü yetkililerine  ve  çalışanlarına iletmek istediğiniz  mesajınız  var mıdır?

Ben teşekkür ediyorum,
Gelişen teknoloji, teknoloji ile değişen yaşam süreçleri, dünyanın yeni anlayışları ve alışkanlıklarıyla oluşan bilgi toplumu öyle gösteriyor ki; değişimin en temel aktörü, artık bilgi ve insandır. İnsana ve bilgiye yapılan yatırımlar günümüzde büyük önem arz etmektedir. Sektör rekabetinin fiyat değil hizmet odaklı olması gerektiği inancını taşımaktayım. Bu vesile ile yaklaşmakta olan ramazan bayramınızı kutluyor, ülkemiz ve tüm İslam alemine barış, huzur ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum.