Ailede başlayan saygı eğitiminin bireye ve topluma yansıyan mutlu sonu

Çocukluk çağı özelliklerinden biri olan benmerkezcilik”,bencilce davranmayı, gerekli gereksiz mızmızlanmayı, hiçbir şeyden hoşnut olmamayı beraberinde getirebilir. Çocuk, her dediğinin yapılması için diretir, sahip olduğu eşyasını paylaşmak istemeyebilir, bütün dünya kendi etrafında dönsün ister, en ufak bir ilgisizliğe tepki gösterir. Bencil davranmak hata yapmayı da beraberinde getirir. Çocuk davranışının sonucunu düşünmeden hareket eder. Yanlışlar yapar, kendini nasıl daha iyi hissedecekse öyle davranmaktan çekinmez.

Menfaati söz konusuysa davranışının sonunu hiç düşünmez. İstediğini elde etmek için üzücü olabilir, zor kullanabilir, kötü söz söyleyebilir. Üzülen anne baba sabırlı ve her durumda çocuğa doğru model olmaya özen göstermeli. Çocuk, hayatı çevresinden gördüğü ile tanımaya çalışır. Eve gelen misafire ”hoş geldiniz” demeyi, güler yüz göstermeyi, ikramda bulunmayı çocuk aileden görmeseydi arkadaşını odasına sokmaz, hiçbir oyuncağını onunla paylaşmaz, hangi durumda nasıl davranması gerektiğini bilemezdi.

Babanın yemekten sonra eşine ”eline sağlık” demesi, çocuğunda anneye, sonrasında eşine ve gereken kişilere “eline sağlık” demesi için iyi bir örnektir. Gerektiğinde “teşekkür” etmeyi, hatır sormayı, insanlara yardım etmeyi, kimseye hakaret etmemeyi, yardımlaşmayı… çocuk ilk önce aileden öğrenir, uygular ve öğretir.
Aile çocuğun saygısız tutumuna kızarak değil, konuyla ilgili farkındalık kazandırarak, yapılan yanlışı (eğer yeri ise) tam o anda anlayacağı şekilde anlatarak doğruyu bulmasına rehberlik etmelidir.

Mesela çocuğuna” her canlıya saygı gösterilmesi gerektiğini” öğreten baba iki gün sonra parktaki köpeği, başlamamalı Saygıyı ve sevgiyi insanlar çocuk yaşta öğrenir, büyüdükçe de geliştirir. Ailede ilişkiler saygı çerçevesinde yürür, her birey diğerinin fikrini alır, karşısındakini önemser, bağırıp, çağırıp azarlamazsa, o ailede yetişen çocuklarda toplumda saygı gösteren, saygı gören bireyler olacaktır. Çocuk aile içi tartışmalara şahit olmuşsa, konunun çözümlendiğine de şahit olmalı ki ikilem yaşamasın. .

Anne babalar, bebeklik döneminden itibaren yumuşak dokunuşlar ve nazik kelimelerle çocuğuna eğitim vermeye başlayabilir. Örneğin, çocuğumuz canımızı acıtacak şekilde saçımızı çektiğinde ona bağırmak yerine yumruğunu yavaşça gevşetelim ve sakin bir şekilde “böyle bir şey yapmıyoruz, bu kibar bir davranış değil ”gibi ifadelerle çocuğa yaptığının yanlış olduğunu anlatabiliriz.

Anne baba ya da çocuğu eğiten kişi, saygılı davranmanın getirilerini çocuğa anlatmalı. Kazandırılmak istenen davranışın önce yararları sevdirerek anlatılmalı. Anne baba çocuğa saygıyı öğretirken haklarının da farkında olması gerektiği üzerinde durmalı. Saygılı olmak adına” otobüse binme sırasını hep arkadakine verme” nin gerekmediği de, haklarını ararken saygı sınırları içinde kalmayı öğretmede anne babanın görevidir.

Çocuğumuzu herkesin yanında eğitmeye kalkmayalım, bu onu kızdırır, utandırır. Baş başa ve mutluyken anlatmalıyız. Ayrıca çocuğumuzdan saygılı olmasını istiyorsak, ciddiyet gerektiren konularda ciddi olalım. Konuşmanın başında ve sonunda laubalikten kaçınalım. Anlatacağımız her ne ise ciddiyetimizi korursak meselenin önemini kavrar. Ciddiyetten sertlik değil, kararlı ve söylediğinden emin olmak anlaşılmalıdır.

Çocuğumuzdan beklentilerimiz varsa eğer, bunu olumlu ifade edelim.” Neleri yapmamalarını” değil, “neleri yapmalarını ”istediğimizi söyleyelim. Mesela,”yemekte ağzını şapırdatma ”yerine” seninle yemek yemekten mutlu oluyorum, çünkü çok sessiz ve kibar yemek yiyor, ağzının içindeki yemekleri göstermiyorsun ”gibi ifadeler çocuğumuzu motive eder. Çocuğumuzun iyi davranışlarını başkalarının yanında ya da yalnızken takdir edelim.
. Birbirine saygısı olmayan, kavgacı bir ailede yetişen çocuk ister istemez bunun sorun çözmek için doğru yöntem olduğunu düşünür, öyle hareket eder. Hayat onun için bir arbede yeri olarak görünür. Kavga ederek haklarını korumaya, istediğini zorla almaya kodlanmıştır artık.

En etkin anne baba çocuğunun gördüğünü gören düşündüğünü düşünen, hissettiğini hisseden, kısacası onun bakış açısını yakalayabilendir. Saygılı bir nesil yetiştirirken her konuda olduğu gibi bu noktada da çocukların nasihat dinlemekten ziyade model görmeye ihtiyaçları vardır. Çocuğumuzun kazanmasını hedeflediğimiz davranışları yaşamımızda sergilemedeki kararlılığımız hem çocuklarımızın gözünde saygınlığımızı koruyacak hem de onların geleceklerini ışıklandıracaktır.

Bir babanın evladına bırakabileceği en güzel miras, ona güzel ahlakta örnek olmasıdır. H.Z.Muhammet(s.a.v)
Sevgi ve muhabbetlerimle Yüce Yaratana Emanet Olunuz. Hayırlı günlerimiz olsun, inşallah.

AYŞE ARSLAN BAY