Hepinizi Allahın Selamıyla Selamlıyorum.

Bu yaş, bebeklikten çocukluğa geçiş evresi, çocuğun duygusal dünyasında büyük iniş-çıkışların olduğu yaş dönemidir. İki yaşına gelmiş çocuklarda farkındalık artışıyla davranışlarda değişimler olur, yani"2 yaş sendromu" ya da "Korkunç 2 yaş"dönemi denen dönem yaşanır. Çocukta bariz olarak hoşnutsuzluk, şikâyet, beğenmeme… gibi tutumlar gözlenir. Çocuk zamanla kendi isteklerinin ve duygularının olduğunu da fark eder. Önceleri anne-baba ve diğer yetişkinlere uyum sağlayan, anlayış gösteren çocuk; sözcük dağarcığına "hayır", "yapmayacağım", "yemeyeceğim" gibi ret içerikli kelimelerinin eklenmesiyle her şeyi zor kabul etmeye başlar. Bu davranışlar çocuğun bireyselleşmesi yolunda olağan adımlarıdır.

Anne-babalar bazen sabırsız ve öfkeli davranarak çocukla güç mücadelesine girer. Olayı yenme yenilmeme durumuna getirerek inatçılığın pekiştiği, öfkenin arttığı, incinenin ve incitenin çok olduğu bir duruma sokarlar.

Ev ortamında yapılan gözlemlerde; anne-baba ve çocuk üçgeni arasında hafif ve orta ölçekli çatışma sıklığının her üç dakikada 1 ve her bir saatte de 3 kere yaşandığı belirlenmiştir. Çocuğun yaşı küçük oldukça çatışma sıklığı daha da artar. 2-3 yaş arasındaki çocuklar anneleriyle 4-5 yaşındakilere göre iki kat fazla çatışma sorunu yaşar.

Çocuk yeni bir deneyim yaşamak ister yada daha önce yaşamış ve mutlu olmuşsa bu deneyimi tekrarlamak isteyecektir. Engelle karşılaşması onu kızdırır, öfke nöbetleri geçirebilir, tükürür, ısırır, kafasını yere vurur…

Bu durumların oluşmaması için çocuğa alternatifler sunabiliriz. Kontrolün kendisinde olduğu duygusunu hissetmesini sağlayabiliriz. Mesela; Kış mevsiminde reklamlarda gördüğü için” dondurma” diye tutturabilir. Bu durumda ne yapabiliriz mesela; belki puding, sütlü muhallebi, dondurmayı anımsatacak şeyler olabilir. Belki kabul etmeyecek, ama biraz olsun sakinleşir, inatlaşma olmaz. Yada,”çabuk makarnanı ye” yerine”makarna mı pilav mı yemek istersin”şeklinde seçenekler sunmakta doğru bir yaklaşım olur.

Bu dönemde, önemli sayılan sorunlardan biride “öfke nöbetleri” ve” tutturmaların sıklığının artmasıdır. Çocuk istediği bir şey olmadığında, kendisini yerden yere atabilir, oyuncakları atabilir, anneye babaya vurabilir, hatta bazen kendisine zarar vererek (en sık gözlenen başını yere vurmaktır) isteğini yaptırmaya çalışır. Bu durumda anne-babanın yapması gerekenlerden bazıları;

Bu şekilde istediği şeyi elde etmesine asla izin vermeyin.
Böyle davrandığında görmezden gelin, mümkünse yanından uzaklaşın, susmasını bekleyin, bu sırada onunla konuşmaya, onu susturmaya çalışmayın.
Sustuktan sonra onunla konuşabilir, ilgi gösterebilirsiniz. “Artık sakinleştiğine göre seninle evcilik, hatta istersen hamur ile de oynayabiliriz ” gibi
İstediği şey olabilecek ve makul bir istekse ağlamaya, tepinmeye başlamadan isteğini yerine getirin, her şeyi ağlayarak isteme davranışı yerleşmesin.
Hayır dediğiniz şeyleri gözden geçirin, hayırları olabildiğince azaltmaya çalışın, seçenekler sunun. “Şu anda parka gidemeyiz, biraz rahatsızım, ama onun yerine senin odanda oynayabiliriz. oynayabiliriz “gibi.

· Hangi Durumlar Bu Problemin Yaşanmasında Daha Etken Rol Oynar?

—Kardeşler arasındaki kıskançlık
—Çocuğun gün içerisinde enerjini harcayamaması
—Çocuğun gün içerisinde enerjini harcayamaması
—Anne ve babanın engelleyici tutumu(‘aman dikkat kırarsın, aman dikkat dökersin gibi söylemler’)—Temizlik konusundaki ısrarcılık
—Tuvalet eğitimi
—Herhangi bir konuda engellenme
—Aile içindeki anne ve babanın bir birine şiddet uygulaması
—Yiyecek ve içecekler konusunda anne ve babanın ısrarcı tutumu—Anne ve babanın yeterince ilgilenmemsi de çocuğu ilgi çekmeye zorlayarak inatçı tavırlar sergilemesine sebep olabilir.

Anne Ve Babalar Bu durum Karşısında Nasıl Bir Davranış Sergilemeli?

“Ebeveynler bu durumu doğal bir davranış olarak karşılamalıdır."
Baskıcı ve engelleyici tavırlardan uzak durmalıdır. Çocuklar yaşları ilerledikçe sizin davranışlarınıza ve verdiğiniz eğitime alışacaktır.
İştahsızsa yiyecekleri onun sevebileceği hale getirebilirisiniz ona özgü yiyecekler yapabilirisiniz. Her şeyi oyun diliyle anlatarak öğretmeyi deneyebilirisiniz. Sizin istediğiniz davranışları sergilemediği zaman ona öfkeli davranmamalısınız. Kendinize mutlaka zaman ayırmalısınız sizin moral bozukluğunuz da ona karşı olan davranışlarınızı etkileyebilir.

Sinirlendiğinde ona bağırmak yerine onu yalnız bırakın. Çocuğunuzu bu tavırlardan dolayı normal dışı değerlendirmeyin yaşı ilerledikçe sizi daha çok anlayacak ve uyum sağlayacaktır.
Dikkate alınması gereken bir konu da çocuğun sinirli olduğu zamanlarda her istediğinin yapılmamasıdır. Sadece sakin davranılmalıdır. Unutmayın ki bu dönem gelişim sürecinin bir parçasıdır.”

Çocuklarımız emanetimizdir, onlara emanet bilinciyle yaklaşalım. İNCİTMEYELİM, İNCİTTİĞİMİZ YERDEN İNCİNİRİZ SONRA.

Sevgi ve muhabbetlerimle, Allah yar ve yardımcınız olsun.

AYŞE BAY