İnatçılık, çocuklarda en çok 3-6 yaş arasında görülür. Nedeni, benlik duygusu ve bağımsızlık bilincinin gelişmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu yaşlardaki ben merkezcilikle çevreyi elinde tutma duygusu yaşanır. Vazgeçilmezliği hep sürsün ister, diretir, krizlere girer. Tek derdi benim dediğim olsun.

Biz böyle durumları yenen ve yenilen şekline dönüştürmeden sabır ve tutarlı disiplinle, iyi hale dönüştürebiliriz. Kesin kurallarımız olmalı. Kararlı davranmalıyız. Hassasiyet gösterip kurallarımızdan taviz vermemeliyiz. Beden dilimizle ve ses tonumuzla kontrolün bizde olduğunu çocuğumuza hissettirmeliyiz. Bu kararlılığımızı gördükten sonra çocuk bir süre daha ağlama krizine devam etse de kısa süre içinde bu isteğinden vazgeçecektir.

Örneğin; Market alışverişinde istediğini aldıramayınca ağlayan, tepinen, çevreyi hiçe sayıp kendini yerlere atan bir çocuk için”aman sussun, rezil olmaktan iyidir, ne istiyorsa alayım”diyen anne, çocuğunun tamamen kullanım alanına girmiş olur. Çünkü istediğini yaptırdı ve diğer istekleri için aynı yolu kullanacak. Ne isteyecekse kalabalığı kollayacak ki anne utanmasın”.Çocuğa göre mücadeleyi kaybeden taraf anne oldu, çocuk inatlaştığı durumu kabul ettirdi. Böylece biz farkında olmadan çocuğun inatçılık özelliğinin geliştirmesine neden olduk. Böyle durumda anne ne yapabilir. Market öncesi anne böylesi bir durumdan kaçınmak için önlemini alabilir, hoşlandığı bir durumdan men edeceğini söyleyebilir veya tam tersi istediği ödülü vereceğini…

Çocuklar bazen inatçılıkta sabrımızı ve sınırlarımızı zorlar. Tüm çıkış yollarını denerler. Çocuklar bu yolla bizim kararlılığımızı ve ciddiyetimizi test etmektedir. Koyduğumuz kuralın önemini görmek isterler. Biz bu aşamada kararlı yaklaşarak ve kuralımızdan taviz vermeyerek ciddiyetimizi ve kuralımızın önemini çocuğumuza göstermiş oluruz. Bu test etme durumu birkaç kere tekrarlanabilir. Özellikle bu durumlarda kontrolümüzü kaybetmemeliyiz.
Çocukla inatlaşmamak için; Bu durumun bu yaş gurubu için doğal olduğunu kabul edip sabırlı davranmalı
”sen çok inatçısın senin inadını kıracağım” gibi laflarla çocuğu daha da kızdırmamalı.

Bu dönem geçicidir. Bunu bilmemiz çocuğumuza sabırlı olmamız konusunda bize destek verecektir.
Çocuğumuzun kendini ifade etmesi için her şeye karşı çıktığı bu dönemde belli kurallarımızın olması ve bu kurallarla ilgili taviz vermememiz durumu kolaylaştıracak ve bu net kurallarla ilgili ciddi çatışmalar yaşamamızı önleyecektir(detaycı kurallarımız olmamalı).

Anne baba çocuğun gösterdiği ısrarcı tavrın farkında olmalılar. Çocuğun kendi başına yapmak istedikleri (yemek yemek, kendi kıyafetini kendi başına seçmek vb.)durumlar desteklenmeli. Her istediğine “Hayır” demek yerine alternatifler sunabiliriz. Mesala”Hayır hava soğuk kalın hırkanı giyeceksin, yerine,” kalın bir kıyafet seçelim senin beğendiğin olsun”veya “Hayır, çiçekleri koparma”yerine”çiçekleri koruyacağını biliyorum, Aferin…”gibi yaklaşımlar onlarda zıtlaşma yerine uzlaşmayı çağrıştırır.

UNUTMAMALIYIZ ÇOCUKLAR BİZİM DEĞİL,YARADANIN BİZE EMANETİDİR.
Sevgi Ve Muhabbetlerimle Allaha Emanet Olunuz.
AYŞE BAY(Okul Öncesi Öğretmeni)